19 Kasım 2010 Cuma

Gezme tozma hakkımız 3 günmüş, şimdi evde yayılma zamanı

Atina' dan döndüğümün ertesi günü apar topar hazırlanıp yola çıktık, çook zamandır beklenen uzun bayram tatili bizi annelere götürecekti. Öyle yorgun öyle halsizdim ki tek isteğim Arda babane ve dedeyle coşarken az biraz uyuyabilmekti..
Cumartesi-Pazar- Pazartesi.. Bu kadarmış bana tatil..
Pazartesi akşamı Arda ateşlendi. Çok durmadım üzerinde malum burun tıkanınca arkasından ateş gelebiliyor bizde. E okullu da oldu artık, kapmıştır bir şey normaldir, şimdiye kadar nasıl atlattıysak bu da geçer gider hem ohh babane var,dede var, baba var, eee ben de varım çok zorlanmadan geçiririz dedim içimden.
Arda ateşlendiğinde yükseliyor ateşi, öğrendik artık, bir tepe noktası yapıyor, sonra biraz sabırla düşüyor ama bu dereceleri pek görmemiştik.
Bu sefer bir anda 39,5 u gördük, ilk gece öyle geçti. 39 a anca düştü, daha da inmedi.
Salı günü akşamına kadar da 39- 39,5 arasında dolandı durdu. Salı akşamı doktorunu aradım çünkü 39,5 u görünce artık kendi de rahatsız olup ağlamaya başlıyordu. Eğer titremiyorsa ve ağlamıyorsa düşürmeyin ateşini ama madem ağlıyor o zaman önce mekanik yollarla olmazsa ilaçla düşürebilirsiniz dedi. Duş, ıslak mendiller hiç biri kar etmedi. Ateş düşürücü anca 38,5 a düşürdü daha da öteye gidemedi.
Çarşamba akşamına kadar aynı seyirle devam edince, Perşembe günü bir doktora gözükün beni arayın dedi doktorumuz. Gelin görün ki bayram günü Karabük' te doktor bulmak mümkün değil, hastanenin telefonun açılmaması da ayrı bir ilginçlikti.
Perşembe sabahı çabucak toparlanıp İstanbul' a yola çıktık. Normalde 3 gün müdahelesiz bir şekilde ateşe göğüs gererken, oldukça sakin ve rahat olan doktorumuzun istanbul dışındayım siz bir doktora gözükün ve beni arayın demesi bizi de tedirgin etmişti.
Perşembe akşam üstü doktor kontrolüne girerken ateş ilaçsız müdahelesiz 38'e düşmüştü. Yine de boğazının görüntüsünden huylanan doktor amca boğaz kültürü istedi, kültür sonucu Pazartesi çıkacak ama bir gün daha ateş düşmezse bu antibiyotiği kullanma hakında telefonlaşalım dedi.
Kendi doktorumuz, yine aynı akşam, strep test yapan bir yer bulun, bir günde sonuç alır pazartesiyi beklemeyiz dedi. Dedi demesine ama 2,5 gün hepimizi hayalete döndüren o ateş o akşam düştü ve bir daha da çıkmadı..Bu arada koskoca İstanbul'da laboratuarların bayram boyunca kapalı olduğunu biliyor muydunuz?
Sonuç evimizdeyiz, Pazartesi Salı ve Çarşamba günlerinde gün ve gece boyu yatağa yatmayı reddedip kucağımda uyuyan Arda, zaten benim enerjimi alıp götürmüştü. Ateşin düşmesi ile kucak sendromu yerini yalandan ağlamalara, ağlayacak ve itiraz edecek bir şey bulamayınca bulana kadar cozurdama sendromuna bıraktı. Klasik hastalık sonrası huy değiştiren çocuk görüntüsü çizmekte beyimiz..
Şikayetçi değilim, yoruldum, yorulduk ve hatta babane dede dahil bittik diyebilirim..Benim oturmaktan popom düzleşti 3 gün boyunca, Çağlar bana eşlik etmeye çalışmaktan bitik, babane dede ise üzüntüden ve bizi anlayamamaktan yorgun.
Ama bir kere daha test ederek gördük ki ateş delirse de 3 gün beklemek gerekiyormuş, etrafta hala antibiyotik vermeden önce boğaz kültürü yapan doktorlar varmış, çocuğumun hastalandığına değil huyunun değiştiğine yanarım diyen atalarımız ne de doğru demiş..

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails