Babaanne ve dededen izin aldık geçen bayram, anneanne, büyük anneanne, dayı ve Canan' ımızı yanımıza alıp kısacık bir Altınoluk turu yaptık. Çok aramadık, geçen yaz konakladığımız yere temiz hava almaya, denize ve kuma ulaşmaya gittik.
Arda' nın hemen bayram öncesi çıkan ateşi biraz huzursuz ettiyse de yola çıkacağımız sabaha mucizevi şekilde ateşi düşmüş uyandı.
Manzara sade ama güzeldi.
Otelin bahçesinde böyle kartpostal pozları veren, her yemekte tıka basa doyurulan kedi yavrularımız vardı.
Otelin bahçesindeki armut koltukları zıplama tahtası yapıp yerlerde yorgunluk gideren bir Arda' mız vardı.
Sabahın kör karanlığında cin gibi uyanabilen biri pek minik biri pek büyük iki çocuğumuz vardı.
Ahh ah! Şımartılmanın doruklarda yaşandığı kucaklar vardı..
Hem kitap okuyup hem omuzunda gezdirebilen, otel bahçesine asılmış süslere uzanmamızı sağlayan, oyuncakları, kovaları, kürekleri milyon kere odadan sahile sahilden odaya taşıyan, kel ama çoook kocaman bir dayımız vardı.
Herşeyden çok bahçedeki pisileri ve Arda' nın mayolu totişini fotoğraflayan br Cannan' ımız vardı. :)
Tüm bunlar haricinde çok kibar otel sahipleri, Arda sırf 'mamalaya bak mamalayaa!' desin diye açık büfe masasına yemek koyup Arda' yı çağıran, bir aşçı amca, motosikletlerinin üzerine günde bin kere binip orasını burasını kurcalamamıza izin veren otel çalışanları, bayram sabahı tek tek bayramlaştığımız ve Arda' nın bayramın geri kalan günlerinde de 'iyi bayyamlaay' diyerek selamlamayı pek sevdiği diğer tüm misafirlerle değişik, benim bu yazın omuzlarıma yüklediği sıkıntıları biraz da olsa boşaltabildiğim bir kaç gündü.Darısı gelecek bayrama babaanne, dede ve hala ile inşallah :)
Paylaş
1 yorum:
Çok özlemiştik sizi. Muhteşem geçmiş tatil. Doruk nasıl büyümüş
Yorum Gönder