Hani ekmekler filan, uğraşıyorum güya ben ama biz bu yaz ipin ucunu iyice kaçırmıştık.
Geçen sonbahar iki yaşını devirince, normal olarak biraz daha sağlamlaşmış ve ufak tefek buğday kaçamaklarını artık hastalanmadan atlatmaya başlamıştı.
Dile kolay geçen sene Aralık sonundan beri adına hastalık denecek hiç bir şey geçirmedi..
Yazın oturup bulgur pilavı vermedik çocuğa ama beyaz ekmek, simit, börek ve en kötüsü zararlı neşriyat girdi boğazından. Topitoplar, bonibonlar, jelibonlar..
Herşeye rağmen sevdiğimiz okulumuzun bize öğrettiği en fena şeydi bunlar..
Ne kadar almasak da eve sokmamak için uğraşsak da gördüğünde istedi,hatta tepindi, tutturdu, bazen biz yıldık onun inadından , bazen birileri getirdi, bahçeli evin rehaveti içinde oradan buradan ikram edildi, havuzbaşında bilimum çocukla bir gün ev yapımı kek yada salatalık paylaştı ise ertesi gün bir baktık cipsler uçuşuyor etrafta..
Sonuç olarak ipin ucu çoook fena kaçtı..
Cumartesi gecesi ateşsiz ve başka hiç bir belirti göstermeden başlayan kusma, iki gün ara verip Pazartesi gecesi sabaha karşı hortlayınca toplandık gittik doktora..
Doktor bambaşka bir mevzuu, kendi doktorumuz artık yok ne yazık ki,,
Yepyeni bir doktor amca ziyaret ettik.
Ateş yok, halsizlik hiç yok, gündüz ise midesi ile ilgili hiç bir rahatsızlık yok. Yiyor,içiyor, koşuyor ama sabaha karşı mide gazı ile karışık bir durum yaşanıyor. Tablo reflüyü anımsatıyor.
Bir ton şey konuşulduktan sonra varılan sonuç şu oldu:
Şu aşamada reflü diyebilecek kadar bariz bir durum yok.
Çocukta mide gazını ve buna bağlı mideden dışarı kaçağı ya süt ve süt ürünleri yapar yada koruyucu madde içeren gıdalar. Paketli dondurma dahil aklınıza gelebilecek abur cubur başlığı altına giren herşeyi kesmek gerekiyor.
O anda dank etti kafama ama dedim ki kustuğu günler bunları yemedi ki?
Olsun dedi doktor amca zehirlenme değil ki bu, koruyucu maddelerin mideye verdiği rahatsızlık. İlla o gün yemesi gerekmez.
Orada o dakika aldık karşımıza bak dedik, bu bu bu yediklerin, yemek için ter ter tepindiklerin günlerdir sana çektiriyor.
Anladı mı?
Hem de nasıl..
Ama işine geldi mi?
Hiç sanmıyorum.
Tüm bunlar tabii ki şu andaki tablo, rahatsızlıklar uzarsa ki uzamayacağını umuyorum, o zaman başka şeyler aranabilir ama bugünkü tabloda sıpa, pis boğazının ilk ceremesini çekti gibi gözüküyor.
İyi haber ise buğdaya bağlı hiç dinmeyen geniz akıntısı, zaman zaman kulak doluluğunun kötü beslenilen bir yazın sonunda bile neredeyse hiç kalmamış olması.
Hatta konu vesilesi ile doktor amca kendisinin buğday intoleransına son zamanlarda ne kadar çok rastladığını anlattı bize, diyet örneğimizi istedi. Piyasada glutensiz herşey var ama sorun sadece buğday olunca örnek vermekte zorlanıyoruz dedi. Aynı şeyi eski doktorumuz da sormuştu, ona da yazıp örnekler vermiştik abuk subuk icatlarımızdan bulgur pilavı yerine domatesli pilav hatta kırmızında zorlanırsanız salçalı, sebzeli pilav diye.
İşte bunları da hatırlayınca ben bir silkelenip kendime geldim , mevsim geçişini, kışın yaklaşmasını ve evimize dönmüş olmamızı da göz önüne alıp sağlıklı menülere dönüyorum.
Okula yazılı sözlü her türlü hatırlatmayı yaptım bu sabah, kendime hatırlatmak için ise yaşadığım iç sıkıntısı yeter de artar bile..
Paylaş
3 yorum:
Çok geçmiş olsun.
Çok geçmiş olsun. Zeynep, nasıl büyümüş Arda. Resmen bir küçük adam olmuş. Öp kocaman kocoman o güzel yanaklardan
Geçmiş olsun. Çocuklara yasak uygulamak çok zor, biliyorum.Alah kolaylık versin..
Yorum Gönder