Eskiden, eskiden dediysem şurda iki sene öncesine kadar, önemli eşyalarımı kaybetmişliğim, bir yerlerde unutmuşluğum olmamıştır. Devamlı eşyalarını yanına almayı unutan, otobüste, vapurda, evde bırakan insanlar vardır ya hani, "unutum ya" deyip geçen, öyle olamadım hiç. Hep etrafımdakilerin peşini toplayan , bu arada kendimi de toplayan taraftım. Öyle ki her şeyimin yerini bilirdim, 99 depreminde herkes pijamaları ile sokağa koşmuşken, o sarsıntıda ve karanlıkta anahtarını telefonunu bulup, ayağına dogru ayakkabıyı giyip kendini sokağa atan bir ben vardım. Neyim nerde çok iyi bilirdim, taaa kii tospa doğana kadar..
Ömrüm boyunca kaybetmediğim kadar eşya kaybettim şu iki senede. Kredi kartları, giyecekler, anahtarlar..İlk başlarda telefonumu evde unutup çıktığımda çok şaşıran kocacım ve annem bile alıştı duruma..
Ama bugün kendi rekorumu kırdım! Çantamı evde bırakıp çekiverdim kapıyı !
Arabanın anahtarını kotumun cebine sokmuştum ( Arda ile arabaya binerken, çantada anahtar aramak zorunda kalmayayım diye.) Arda' nın çantasını omuzuma taktım, bir elimle de Arda' nın elinden tuttuuum ve çektim kapıyı ve o anda farkettim ki evin anahtarı çantamda , çantam evde portmantoda asılı! Elimde Arda ve arabanın anahtarı ile kalıverdim ortada :)) Ne cüzdan, ne telefon, ne ehliyet, ne ruhsat hiç bir şey yok.. Paşa paşa gittim Arda' yı yuvaya bıraktım, sonra da bir kendim ve anahtarım işe geldik .. Bu mudur son nokta? Umarım budur.
Paylaş
2 yorum:
Ben de aynı durumdayım. Ben de tıpkı senin gibi neyi nerede bilen, her şeyi düzenli, programlı bir insandım. Sonra bi dağıldım, daha da toparlanamadım.
Ben toparlanmak istiyorum Umur' cum yaa.. Nasıl yapacağım bilmiyorum ama bu kargaşa hali hoşuma gitmiyor hiç..
Yorum Gönder