16 Ekim 2012 Salı

Bu, blogtaki üçücü kayıp hikayesidir..

Sıpa küçükken, hayat ister istemez daha organizeydi ama kafa dağınıktı.
Hayatında hiç birşeyini kaybetmemiş, unutmamış ben, Arda' dan sonra ohoo neler unuttum, neler kaybettim..En basitinden biri burada, biri de burada kayıp hikayelerinin..
Sonra sıpa büyüdü, kafa rahatladı bu sefer ev dağılmaya başladı.
Hem de ne dağılma. Her odada bir oyuncak yığını, yeri değişen ve yerine dönemeyen ıvır zıvır. Elinde taşıdığı herşeyi bulduğu ilk yere bırakan, arkasına bile bakmayan bir sıpator.
Arda' dan önce Çağlar'ın da poposunu toplardım az biraz. Daha çok hatırlatır, daha bir düzene koyardım. Sonra çocuklu ev moduna geçince baktı ki koca benden ona hayır yok. Anca kendimi ve çocuğu toparlayabiliyorum, o da ne yapsın kendi işini kendi yapmaya başladı.
Son durumda evimizde benim her daim sağı solu toparlayıp, onu bunu yerine koyma çabalarımdan zaman zaman bunalmış ama üç kişilik ailemizin malına en sahip çıkan ve ne nerededir bilen kişisi koca kişidir.Amaa o da dün sabah ipin ucunu kaçırdı.
Sabah 8.15 evin kapısında ailece hazırız. Lakin gelin görün ki arabanın anahtarı yok! Bir on dakika kapıda oyalandık Çağlar anahtarı "hep bıraktığı" yerlere baktı filan ama yok. Neyse el mecbur girdik gerisin geriye eve başladık aramaya.
Saat 8.15' ten saat 10.00 ' a kadar anahtar aradık. Bahçe,kapı önü, evin her köşesi .. Yok yok..
Araba kapının önünde, akşam çok rahat bir giriş yapmışız eve, Arda'sız, çantasız, torbasız (ki genelde öyle olmaz, çanta torba, laptop çantaları, Arda derken , eve girmez kapıdan yuvarlanırız içeri genelde )..Yani ya anahtarı kapıda düşürdük biri aldı gitti, yada evin içinde ama nerde?
Artık iki saatin sonunda umutlarımız tükenmişti. Şirketi arayıp yedek anahtarı kuryeye verdirdik. Sitenin güvenliğine haber verdik anahtar getiren olursa diye. Kapıcı , komşu, hatta Arda' nın servis şöförü Ender Amnca ve okuldaki bilimum insan herkes durumdan haberdardı.
Tamam dağılabiliyoruz ama bu kadar da değil, aklım almıyor diye söylene söylene, bir azim evi tekrar deşmek için bu sefer hazırlanıyordum. Eşofmanlarımı filan giydim yani o kadar..
O sırada Çağlar' ın buldum diye bağırdı.
Düşünmüş, bebek milleti nasıl olur olmaz şeyleri bulup çıkarırlar diye. Ve salonda kendini göbek üstü yere atıp etrafı taramaya başlayınca anahtarla gözgöze gelmiş :) O" her zaman" bıraktığı masanın üzerinden, yemek hazırlama esnasında büyük ihtimalle masa örtüsü ile birlikte yere düşmüş ve perdenin arkasında kadar gitmiş. Masa örtüsünü kaldırmışız ama anahtarı görmemişiz tabii.
Sonuçta saat 11.00 civarında işlerimize ulaşıp, evimize en acilinden bir anahtar askısı almaya karar verdik.
Akşam dönüşte bütün komşularımız, Arda, herkes anahtarı tek tek sordu sağolsunlar, böylece sarsaklığımızı bütün mahalle öğrenmiş oldu. Gizlimiz saklımız yoktur artık :)

FaceBook ta paylaş

4 yorum:

Fatma dedi ki...

Geçmiş olsun, bize de oluyor böyle şeyler, hatırlayınca komik geliyor ama yaşarken tam bir sitres kaynağı.

ayak izleri-sevgi dedi ki...

:)) geçmiş olsun.. benimde yarım saat bakıyıcı kapıda bırakma hikayem var böyle :)) dila anahtarı kapıdan alıp balkona atmış.. ara ara bulamadım.. işe geç kaldığımamı yanayım kadıncağızı dışarda bıraktığımamı bilemedim..

ZEYNEP dedi ki...

Sorma Fadis o anlar gercekten sinir bozucu ama simdi okuyunca komik tabii:)

ZEYNEP dedi ki...

:)) Sevgi bak senin hikaye de komikmis:)) kuzunun da nerden aklina gelmis anahtari alip hem de balkona atmak, ya bi de asagi atsaydi:) size de gecmis olsun:)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails