9 Ağustos 2012 Perşembe

Çıkart çıkart nereye kadar?

Evet çıkartıyor..
Çıkartıyor - yapıştırıyor, çıkartıyor - yapıştırıyor, çıkartıyor - yapıştırıyor, çıkartıyor - yapıştırıyor,,, Uzun zamandır çıkartma kitaplarına duyduğu aşk körelmiyor, bitmiyor, bıkmıyor,, 
Dönem dönem hep çok sevdiği ama sonra unuttuğu, doyduğu şeyler oldu,, Müzikten sonra sonunu bucağını göremediğim bir bu var şimdi,,
Öyle her çıkartma kitabı, yada eline verdiğiniz bir sürü ıncık cıncık sticker da kesmiyor. Kuralları var,  sticker lar her yere yapıştırılmayacak. Bir amaca hizmet edecek, yatağa, dolaba , kitaba filan olmaz. Yeri olacak. Kitabın hikayesi olacak, bir şeyler anlatacak, mümkünse içinde çocuklar insanlar olacak, çiftlik, deniz altı, orman temaları filan pek makbul değil..Hatta mümkünse İş Bankası Yayınları'nın çıkartma kitapları olacak. 
İlk defa bir arkadaşımızın evinde gördüğünde - yaklaşık bir sene önceydi - ilgilenmiş, sonra da karşısına çıkan ilk kitapçıda tanımıştı. Çıkartmaları yerinden çıkarmak güçtü o zamanlar. Minik parmaklar o kadar da esnek değildi.
Hiç bir şeye çok fazla azim ve sabır göstermeyen çocuk, bir çıkartmayı yerinden çıkarmaya, hem de yırtmadan çıkarmaya, yerli yerine milimetrik yapıştırmaya kendinden beklenmeyecek bir çaba gösterdi.
Şu anda geldiğimiz noktada, o çıkartmaların tek bir tanesi ziyan edilmiyor. Önce kitap tek tek sayfa sayfa inceleniyor, sonra varsa sayfadaki bilgi içeren yazılar okutuluyor, zira bu kitapların çoğu  - İş Bankası Yayınlarının çıkartma kitapları yani - 5- 8 yaş yada 7-12 yaş aralığına hitap ediyor. Her bir çıkartma milimetrik olarak yerine yerleştiriliyor. Tahmin edersiniz ki bir kitabın bitmesi hayli uzun sürüyor. 
Sonra biten kitap asla atılmıyor. Dönüp dönüp bakılıyor, hikayeler kuruluyor üstünde, hatta bazen çıkartmaların yerleri değişiyor, hele ki giysiler varsa , kıyafetler karıştırılıp, komiklikler yapılıyor. Yani o kitaplar kuruşu kuruşuna verdiğim bütün parayı hak ediyor.
Ama fasulyenin faydası orada kalıyor, abartıldığında iyi olmuyor.
Nitekim kitabı bitirmeden yerinden kaldırmak, hadi gerisini sonra yaparız demek filan mümkün değil. Mümkün değil demeyelim hadi, çünkü geçmiş aylarda bu tip durumlar için çok savaş verdik, çok gözyaşı döktü. Şimdi en azından o savaşların sonucunda herşeyin bir zamanı olduğunu, o kitabın her bir sayfasını dolduracağım derken, etrafta başka aktiviteleri ve arkadaşları kaçırdığını, hiç olmadı kitabın kaçmadığını ve daha sonra devam edebileceğini öğrendi. Mutsuz da olsa bırakıp kalkıyor ve bu bırakıp kalkma, mola verme işlemi başka durumlarda da işe yarıyor.
Yine kabul ediyorum ki, ne kadar gerekli olduğu tartışılır ama çok şey öğrendi bu kitaplardan. Biz de ilgilendiği şeyler olunca sabır gösterebildiğini öğrendik böylece. 
Ama işte sonu gelmiyor. Anne bana çıkartma kitabı aldın mı, bugün de mi almadın? Nedeeeen? sorusu her akşam soruluyor.
Genelde devamlı aynı şeyleri yapmanın güzel olmadığından, değişik oyunlar oynamanın keyfinden filan dem vuruyorum. Arada konu paraya da geliyor. Her gün çıkartma kitabı alamayız. Gereksiz bir harcama olur. O kadar paramız her zaman olmaz vs vs.
İş bu haldeyken, tatil süresince acil durum kiti olarak yanımıza hiç görmediği yeni çıkartma kitaplarını koz olarak bulundurduk. İyi mi yaptık kötü mü bilinmez sonuçta bu tatildi ve arada molaya ihtiyaç duyulabilirdi. Nitekim çok eğlendi ve yoruldu sadece 3 kere kitapları çıkardım. Birinde öğle sıcağında gölgede tutmak için, diğerinde ise gerçekten onu eğlendirecek hiç bir şeyin olmadığı bir ortamda sıkılmaması için..
Üçüncüsü ise plansız bir şekilde tatilin son gecesi konakladığımız Ela' larda upuzun araba yolculuğu ve arkadaş ziyaretleri esnasında kendisine gerçekten zor gelen bir şeyi yapmak için çaba göstermesi karşılığında ödül olarak çıkarıldı. Diğerleri hala evde zulada duruyor. Gerek olmadı, aklına da gelmedi zaten tatil süresince.
Şimdi evdeyiz..
Ve artık her gün çıkartma kitabı aldın mı ama nedeeen nidası ile karşılaşmamak için, gel dedim seninle bir tablo yapalım ve bu kitaplardan ne zaman alabileceğimizi buraya işaretleyelim. Sen de kitabı almak için geriye kaç gün kaldığını tabloya bakarak anlarsın. Önce bir sevindi şaşkın ama sonra bu tablonun onun için sabretmek demek olduğunu anladığı anda caydı tablo yapmaktan :) 
Şimdi parmak hesabı yapıyor. Haftada bir kere alınabiliyor çünkü bu kitaplardan, haftada yedi gün var ve o parmaklar bu hesabı yaparken çok defa birbirine karışıyor.
Üstelik biz piyasadaki kitaplarda ikinci turu dönüyoruz..
Romalılar, Şovalyeler, Korsanlar, 40'lar, 50' ler ve 60'ların modası, Sporcular derken hepimiz genel kültürü bilgilerimizi tazeledik sayelerinde..
Yine de meraktayım, çıkart çıkart nereye kadar?

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Yeşil yeşil yemyeşil

Dün sıcağı bırakıp cennete kaçtık.
Her seferinde Sapanca ve çevresinin yeşilinin bir benzerini daha görebilmek için Karadeniz' e doğru uzanmak gerektiğini tekrar hatırlıyoruz.
İstanbul çevresinde ağacın, yeşilin, suyun ve serinin böylesine bol olduğu yerler bulmak kolay değil..
Daha önce bir kere daha gitmiştim İstanbuldere'ye.. Hamileydim ve bir akşam yemeği için gitmiştik. Yarı karanlıkta gelen su sesleri çok yeşil ve sulak bir yerde olduğumuzu söylüyordu ama alanın bu kadar geniş, peyzajının güzel ve gündüzünün daha keyifli olduğunu tahmin edememiştik.





 Bir daha gideceğiz, zira bu sabah mesai saatleri dışında bile deliren İstanbul trafiğinde bir saatten fazla zamanımı geçirdim ama hala pamuk gibiyim. Bence tek nedeni dün aldığım yüksek dozdaki yeşil, bol yeşil :)

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Günaydın

Yazın sevilecek çok yanı var. Benim en sevdiğim ise sabahın serin saatleri..
Geceleri herkes yattıktan sonra huzur bulanlar vardır ya, ben de sabah kimse kalkmadan huzur bulanlardanım işte.
Hiç bir işe bulaşmadan bir bardak çay içmek, bir iki satır kitap okumak, hele ki şimdiki gibi mevsim yazsa, balkonda öylece oturup serin havayı solumak..Bir de hiç ses yokken kuşların aslında ne çok konuştuğunu farketmek ve biraz sonra bu sabahki gibi iki küçük ayağın taştaki şap şap ayak seslerini duymak.. Güne güzel başlamak için yeterli değil mi?
Günaydın :)



LinkWithin

Related Posts with Thumbnails