11 Haziran 2015 Perşembe

Bir Ben Var Bende Benden İçeri, Kovalayıp Durduğum..

Yarın sabah yine sahnesi var bizim oğlanın :))
Böyle söyleyince komik tabii, kaldı ki kendisi açısından hiç bir önemi yok konunun. O zaten yaşı icabı herşeyin en iyisini yapıyor ve biliyor!!..
Sene sonu itibari ile iki organizasyon düzenleniyor okulda. Biri geçtiğimiz Pazar günü oldu bitti. Okulda bireysel enstrüman dersi olan öğrenciler sahne heyecanı yaşadılar. Ne yapabiliyorlarsa o kadar çaldılar ve çok ama çok alkış aldılar.
Yarın ise okuldaki bireysel enstrüman derslerini veren Music Box , Dubai genelinde çalıştığı tüm okullardan seçtiği öğrencileri bizim okula getiriyor ve son bir kapanış konseri düzenliyor.
Okulun son iki döneminde Arda piyano derslerine okulda değil, dışarıdan ders alarak devam etti. Yani ne Music Box ile ne de okulda ders veren öğretmenlerle bir ilgisi alakası yok. Ama biz bu konuda şanslıymışız ki hem kendi alanında çok iyi, çocuklarla iletişimi harika bir müzik öğretmenine hem de her türlü spor dalının yanında müzik, tiyatro ve dansı önemseyen, buna yer, zaman ve bütçe ayıran, istekli ve ilgili her bir öğrencisine mutlaka kendini geliştirme ve gösterme imkanı sunan bir okula denk geldik.
Nitekim hem okul hem de müzik öğretmeni Arda'yı unutmadı, Music Box ile konuşarak bizi de bu iki konsere dahil etti. Pazar günü çıktı çaldı. O gün sırf kendi başına hikayesi çok uzun, çetrefilli bir gündü. Yine de kendi okulunda tanıdığı anne-baba ve öğretmenlere çaldığından pek de heyecanlanmadı. Yarın ise çıkacağı sahne şimdiye kadarkilerin en ciddisi olacak gibi duruyor.
Bunca laftan şuraya gelmeye çalışıyorum: Başta da dediğim gibi Arda hiç heyecanlı değil. Belki kendine olan gereksiz ve katıksız güveninden, belki de yaşı icabı böyle bir durumun heyecanlanası bir şey olduğunu bilmediğinden.. Bilmiyorum, kendisi çok sakin ve hatta konudan sıkılmış durumda. Çalıyorum ve güzel de çalıyorum deyip çıkıyor işin içinden.
Ben kendi adıma gayet heyecanlıyım. Konuyu önemsiyorum. Burada öğretmen bulmak, doğru kişiye denk gelmek çok zor. Bir de işin içine Dubai'nin kendi devinimi giriyor. Bir yer yada öğretmen buluyorsunuz, 6 ay sonra bakıyorsunuz ki gitmiş. İş değiştirmiş, ülke değiştirmiş, bir şey olmuş.. Nitekim son iki dönemdir ders aldığı ve çok sevdiği öğretmeni de aynı şekilde geçen hafta ayrıldı..
Yarın orada bulunacak topluluktan Arda' nın da mutlu olacağı arkadaşlıklar, öğrenci-öğretmen ilişkileri çıkabilir diye düşünüyorum. Hayır çocuğum süper aman da çok yetenekli demiyorum. Bildiğim tek şey, sevdiği bir uğraşı var ve yanlış kişiler yada yönlendirmelerle bundan soğusun istemiyorum.( Sene başında tatsız tecrübelerimiz oldu bu konuda ne yazık ki) Derdim onun gibi keyif alarak piyano çalan ve aynı dili konuşan insanlarla tanışması, yolunu bu şekilde devam ettirmesi, piyanonun her zaman başında rahatladığı bir enstrüman olarak hayatında kalması..
Amaaa tüm bunları isterken ondan daha çok heyecanlanıyor olmak, en iyisini yapabilmesini içten içten ummak, hiç çaktırmadığını düşünürken bir ayna gibi ona da tüm bu hisleri yansıtıyor olmak.. Bunlar da anne- babalığın bir parçası. Fakat sanki azıcık yanlış bir parçası.
Geçenlerde bir sohbette konuşuldu. Çocuklarımızın başarısını aslında onlar için değil kendimiz için istiyoruz diye. Taa derinlerde bir yerlerde, başarısızlıklarının bizi acıtacağını, onları yetiştirme yolunda önümüze başka başka engeller çıkaracağını düşünüyoruz yada hissediyoruz ama dillendiremiyoruz. İş içimizdekini dışa vurmaya geldiğinde, mutlu olsun, sağlıklı olsun, sevdiği şeylerle uğraşsın derken, oralarda bir şey çaktırmadan yol ve yön vermeye çalışıyor çocuklarımıza.
Ben bunun farkına vardığım an durmaya çalışıyorum. Bu konu sadece bir konser yada benzer bir performansla ilgili değil. Bir çocuğun dersleri, arkadaş ilişkileri, dünyaya karşı duruşu, herşeyi anne babasının elinde olmadan süzgecinden geçiveriyor. Bir anda doğru yanlış, kabul edilebilir yada edilemez şeklinde etiketleniyor beynimizde.
Çocuğu olduğu gibi kabul edebildiğimiz noktada ise inanılmaz bir rahatlama ve huzur hissi sarıyor insanı. Sürdürmesi zor bir hissiyat ama yapabildiğin oranda da güzel.
Yani yarın Arda' nın o sahnede güzel çalması mı yoksa sahnede çalmaktan keyif alması mı önemli? Bir sürü hata yapsa ne olur? 6 yaşındaki bir çocuktan beklenen performans ne olabilir? İşte bu sorularım cevabını verirken gerçekten ama gerçekten çocuğun tarafında olmak, onun gözlükleri ile bakmak gerekiyor.
Buraya kadar gelebildiysem demek, derinlerden gelen o hisleri biraz olsun kovabilmişim demektir. Yarın sabah eğlenmesi, iyi hissetmesi için çaba harcayacağım. Çünkü mutlu çocuk herkesi gülümsetir. En başta da kendini 😊

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails