31 Aralık 2009 Perşembe

Yavaş başladı 2009 hızlı bitti. 2008 sonunda mecburi ev istirahatimle başlayan yavaşlık, tospanın kucağımıza gelişi, evde geçen bir kaç aydan sonra işe dönüş..Evi düzene sokmaya çalışmak, bedenimin işte aklımın evde olduğu günler, kendimi güne kaptırmaya çalıştığım, endişeleri unutmaya çalıştığım günler.

Koşturmaca.. Koşturmayaca alışma.. Bu kaosun içinde işi gücü herşeyi bırakıp gözümüzü ayırmadığımız tospa.. 2009 benim için geçiş dönemiydi. Hormonlarımın etkisinden kurtulup dünyaya dönmem yıl sonunu buldu. Hastalıklı bir dönem değildi sadece normale dönme süreciydi. Mutsuz değildi, aksine mutlu, neşeli, hareketli bir yıldı. Biyoritmimin, ruhumun ritminin değiştiği bir yıldı.

Kendi içimde taşların yerine oturması, iş-ev-eş-çocuk dörtlüsünün içine " ben" köşesinin eklenmesi, eksiklik duygusu, yetişememe, layık olamama, vicdan azabından kurtulup, iyi kotardım ben bu işi güveninin gelmesi yıl sonunu buldu.

Tospa büyüdü, ayaklandı, çığlıklar kahkahalar gıcırtılı gülüşlerle doldurdu evi,, O zaman bir oh dedim sanırım, çocuk gibi bakmaya başlayınca yüzüme, bir de anne olarak mutlu huzurlu olduğumda onun da mutlu ve huzurlu olduğunu keşfettiğim zaman bir oh dedim..


Şimdi yavaş yavaş kitaplarıma geri dönmek istiyorum, onları rahat ettirecek bir yer ayarlamak, aralarına yenilerini eklemek,

Spora devam edebilmek, ederken aklımı da yanımda götürmeyi öğrenmek,

Tospa ile yapmak istediklerim listesini hayata geçirmek, tüm hazırlıklar için zaman yaratabilmek,

Yeni bir fotoğraf makinası edinmek ( hem tospa için hem de diğer minik ayrıntıları unutmamak için )

Daha az uyumak,

Daha çok dinlemek,

Aynı kitaplar gibi dinlemek istediklerimin bir listesini çıkarmak ve edinmeye başlamak,

Biraz bişiler dikmeyi öğrenmek :)

Evi ikinci posta elden geçirip, bütüüüün gereksiz şeyleri atmak, yer açmak, rahatlamak istiyorum.

Geniş, huzurlu, hop diye akan, akarken tökezlemeyen, arkasında güzel anılar bırakan bir yıl olsun istiyorum..

Herkes için hepimiz için ..

Mutlu seneler!

29 Aralık 2009 Salı

Dün gece ilk defa Arda teyzesi ile oturdu biz de dışarı çıktık. Mecbur olmasam heralde yine gitmezdim ama sonu yok bunun. Mecbur kalınanlar, gitmezsen olmayacaklar illa oluyor, daha da olacak.

Daha önce bir kere de babaannesi geldiğinde gitmemiz gereken bir yer vardı , gece geldiğimizde oturuyorlardı babaanne torun.. Bu sefer de en kötü öyle olur diye düşünerek çıktım evden ama Arda kuzu sorunsuz uyumuş, gece de hiç kalkmadı. Hani demedi ki yatarken anne baba yoktu geldiler mi, nerdeler :) Sevinmedim desem yalan olur..

Teyzesine alışık olmasına ve teyzesinin de ona hep stabil bir ortam sunmasına bağlıyorum huzurunu. Ne de olsa anneanne  ve babaanneler bizde misafirler ve geldiklerinde normal olarak günlük rutin bozuluyor. Ama teyzesi ile aynı rutinin içine bir de gece uykusu eklemekte hiç zorlanmamış Arda.

Annesi de çok uzun zaman sonra bir nefeslendi, hatta biraz şımardı bile..

28 Aralık 2009 Pazartesi

Bu öğlen çok keyifli bir mağazaya girdim. Şaşkınbakkalda Zekids.
Bizim tospalara ne bulsam diye bakınırken ara sokakta gözüme çarptı. İyi ki de girmişim, küçücük ama çok dolu bir dükkan. Envai çeşit kutu oyunu hem de 0-99 yaş arası herkese göre :))

Mutlaka uğranmalı , birşey alınmasa da göz gezdirilmeli , ben bayıldım. Oradaki bayan da çok ilgili, her sorumu tek tek cevapladı, zamanım olsa daha da kalırdım kendimize göre de bir oyun bulurdum belki :)
Tospalara ne aldığım ise henüz sürpriz ,onu da sonra yazarım :)

Yeni Yıl Hediye Arkadaşı

Aslında bayağı oldu biz hediyelerimizi alalı da annenin eli anca değdi şimdi yazıyor. Montessori mail grubunda arkadaşlar kocaman bir liste üzerinde emek vererek çekiliş yapıyorlar, ellerine sağlık, iyi ki de yapıyorlar çünkü hiç tanımadığınız bir arkadaştan size gelen paketler , sizin tanımadığınız birini sevindirmek için uğraş vermeniz insanın içini sıcacık yapıyor, çok mutlu ediyor..



Arda' ya da Ada' dan çok cici hediyeler geldi. Arda henüz ne hediyeleremizi hazırlama aşamasına katkıda bulunabildi ne de kendisine özel bir paket geldiğinin çok farkına vardı ama ben onun yerine de heyecanlandım :)) Umur çok ince davranıp postanın üzerine Arda'nın da adını yazmış ki böylece oğlumun ilk kargosu da gelmiş oldu :) Paketler ise ben eve gelmeden açılmıştı, içerisinden çıkanlarla çokça vakit geçirdi, hala da geçiriyor. Ve hatta artık zürafamızı yürürken çekmek için çaba bile gösteriyoruz :) Umur ve Ada çok emek sarfetmişler ve çok güzel seçimler yapmışlar , tekrar çok çok çok teşekkür ederiz.

24 Aralık 2009 Perşembe

Çook canım sıkılmaya başladı Arda'nın derdini anlatamayıp sinirlenmelerine, boğazını acıtacak kadar bağırarak dert anlatmaya çalışmalarına  :(  Okuyorum bir yandan, etrafıma soruyorum, diğer bebeklere bakıyorum evet bu aylarda bir kendini ifade edememe ama ne istediğini bilme, istediğini anlatamayınca sinirlenme durumu oluyor sanırım. Korkum bu bağırma hareketinin bir alışkanlığa dönüşmesi, olur olmadık her şeyde karşımıza çıkmaya başlaması..

Şimdiye kadar bağırışlarına aldırış etmeme, istediğini anlayıp yerine getirirken "bağırma", "yapma" gibi kelimeler kullanmadan, o sanki hiç bağırmıyormuş gibi davranarak çözmeye çalıştık. Çok etkili olduğu söylenemez :(

Bu sabah başka bir şey denedim. Derin bir nefes alıp gittim yanına, bol gülücüklü öpücüklü muhabbetler ettim, parmağı ile gösterdiği herşeyin,  her yerin yanına giderek, gösterdiğini anlayamadıysam daha ilginç başka şeyler göstererek , altını ve üstünü değiştirirken gösterdiği her sıkılma işaretini oyuna cevirerek onu hiç bağırtmadan 1,5 saat geçirdim.

Peki ama nereye kadar? Bu yöntemi teyzesi aksama kadar uygulayabilir mi? Benden başkasının sabrı buna yeter mi??

En çok evde olmak istediğim günlerden biri bügün..:( 

Grafitiii



Pek sevip pek özenmiştim bu grafiti mevzuuna, sonunda bir tane edindim. Dün gece de işi gücü bırakıp onu yapıştırdım duvara. Zaten günlerdir kutusunda bekliyordu. Önce  raflar takılacak,  altında kalan alana bakılacak sonra yapıştırılacaktı. Nitekim hayalimdekine çok yakın bir görüntü çıktı ortaya , yaşasın :)

21 Aralık 2009 Pazartesi

Bizim Kuzular


Çok çok çok güzel bir fotoğraf olmuş bu. Berk' in makinasından çıktı sanırım, yanılıyorsam affola ama kim çektiyse ellerine sağlık diyorum. Şimdi gülümseyerek baktığımız, duruşlarının, bakışlarının her halinden anlam çıkardığımız bu fotoğraf ne kadar güzel bir anı olacak ileride onların ellerinde. Büyükten küçüğe sıralanmışlar bir de bilmeden, hepsi ne kadar farklı birbirinden, ne kadar kendilerine özel.

Halbuki hemen hemen aynı zamanlarda düştüler anne karnına.. Üç arkadaş, her bir ultrasonun, her bir doktor kontrolünün bin kere kritiğini yaparak büyüttük göbekleri :)

Önce Demir kuzu geldi kucağımıza, 10 gün sonra Arda ve tam iki ay sonra da Barış.

Her hareketlerini, bütün huylarını, yaptıklarini yapmadıklarını 6 göz ( hatta 12 göz :)) izledik, yanyana, hep birbirlerinden haberdar, büyüyorlar birlikte. Ve biz üçünün de birbirinden ne kadar farklı olduğunu, bu dünyaya ayrı birer kişilik olarak geldiklerini, bizim sadece onları yönlendirmeye çalıştığımızı ama asıl çizgileri kendi genlerinin çizdiğini, doğuştan karakterleri ile birlikte geldiklerini, şaşırarak farkediyoruz.

Şimdi çok farkında olmasalarda birbirlerinin, birlikte büyüyeceklerini, iyi birer dost olacaklarını hayal ediyorum hep. Arkadaşlığı birbirlerinde öğreneceklerini umuyorum. Demir kuzu Belçika yolcusu yakında.. Daha doğumundan sonraya rastlayan günlerde gideceklerinin sinyalini vermişlerdi de , Çağlar' a kendileri gitsinler Demir' i de mi götürecekler diye sulandırmıştım gözlerimi, gülmüştü. Azcık daha geç gitselerdi diyorum hala, çocukların birbirini özleyebileceği kadar geç. Neyse belki dönerler o yaşlara, kimbilir..

Ve umarım bir gün hepsi kendi çocuklarına bu fotoğrafı gösterecek kadar değerini bilirler birbirlerinin.

Çok tatlısınız kuzular çok ! :)

15 Aralık 2009 Salı

Tay Tay

                                        

Yürümem tutun elimi diyor devamlı sıpa,  azıcık da korkak mıyız neyiz  :) Uzun uzun tay taylar yapıyor bu ara Arda ama adım at bana gel dediğimizde suya atlarmış gibi kendisini kucağımıza atıyor :) Bunun ötesinde tek elinden tutup yürütebiliyoruz artık, belimizi ve sırtımızı biraz kurtardık acıdan şimdilik..

Meraktayım daha kaç ay daha böyle el ele yaşayacağız, bizim tospa bir cesaret ilk adımını ne zaman atacak?Merakımı da boş veriyorum bir yandan, bir daha tay tay durmayacak şimdi bakıp gülümsemek zamanıdır.. :)

14 Aralık 2009 Pazartesi

Kırmızı Sene



Ne bir ağaç, ne bir süs nede değişik bir kutlama yapma hevesim olmuştu bu seneye kadar. Bu sene bir heves bir heyecan bekliyorum yeni yılı, nedense? Beklediğim bir şey de yok yeni yılda olacak olan ama gözüm hep kırmızılarda,incik boncuk süslerde..

Baktım olmayacak aldım koydum bir minik çam, üstüne de taktım kırmızıları, her akşam bakıp bakıp mutlu oluyorum :)

Toplarını çok sevdi Arda, çıkarıyor çıkarıyor oynuyor, o uyuyor ben takıyorum geriye..Geçen akşam ışıklarını da yaktım, baktım bizimki dokunmadı ışıklı görünce :) Bu sene böyle bir değişik bekliyorum yeni yılı işte..

Belki kızlar gelir yılbaşı gecesi diye bir umut, ilk bebekli yılbaşı partimi veririm diye başka bir umut..

Gelsin bakalım 2010, ben kırmızılarımla bekliyorum bu sene onu.. Mutlu gelsin, umutlu gelsin, hepimize sağlıklı ve bol ışıklı gelsin..

12 Aralık 2009 Cumartesi

Pozitif Doğum Hikayeleri

Kendi tercihi olsun olmasın sezaryen ile doğum yapan her annenin içinde bir ukte midir normal doğum? Hadi ukte olmasın da bir " acaba " mıdır?

İlla normal doğum yapacağım diye bir tutkum yoktu ama beklemeye niyetliydim tospayı. Kendi istediği zamanda ve mümkünse en doğal yol ile doğsun diye diledim hep, olmadı. 28. haftada hastaneye yattım, sonra evde yattım, yok kordon dolandı yok tospa doğum pozisyonu almadı derken 36. haftada epidural sezeryan ile doğum yaptım.

Benim aklımda bir acaba kaldı , normal yoldan normal zamanda doğsaydı neler olurdu, daha mı iyi olurdu, ben daha mı başka hissederdim..Bunları da düşünmeyi yavaş yavaş bir kenera bırakmışken, Elif' in yeni bloğu http://pozitifdogumhikayeleri.wordpress.com/  daki hikayeler çok içime dokundu. Okurken biraz imrendim, çokça duygulandım, kendim ve oğlum adına az da olsa üzüldüm..

Teşvik edilmeli normal doğum en azından anneler sezeryana zorlanmamalı, normal doğum yapma isteğinden daha normal ne olabilir ki?

Bu blog normal doğum konusunda çok insana cesaret verecek, bebeğini kucağına almaya hazırlanan anneleri ortak bir duyguda buluşturacaktır eminim ve hatta ssvd konusunda aklı karışık pek çok anneye de rehber olacaktır. Ellerine sağlık sevgili Elif :)

8 Aralık 2009 Salı



Bu ikinci fasulye denememiz.. Birincisi benim merakımdandı ne yapacak acaba diye, beni şaşırtarak bir tanesini bile ağzına atmadan bütün odaya fasulye saçabilmişti :)

İkinci denememiz yorgunluktandı..

Tay tay durabilirken adım atmaya korkan bir oğlan çocuğu var evimizde. İlla iki elimizi de tutacak ve öyle yürüyecek , üstelik uyanık olduğu her an yapacak bunu..Amaçsızca oda oda dolaşılacak, olur da ilginç bir şey görülürse tek elle bakılacak, öbür el bırakılmayacak ki anne yada bana gitmesin..Pazar akşamüstü en son Çağlar' ı ellerini arkaya saklamış otururken buldum salonda :)) Bizi biraz fasulye paklar dedik, zaman geçer, hem Arda dinlenir hem biz..

Arda küçük aslında daha bu doldur boşalt işleri için.Yine de önce tepetaklak tepsiye döktüğü fasulyeleri teeek teeek topladı kaba yeniden. Sonra bir daha sonra bir daha..En sonunda da tüm salona saçtık tabii, kaçınılmaz son :)

Sonuç, yarım saat herkes dinlendi..Arda ile benzer aktiviteler yapılabileceği anlaşıldı ama anne olmadan yapılmamasına karar verildi..

3 Aralık 2009 Perşembe
















Gidesim var, hani yeni yoldan geldik ama olsun :) Şöyle yolu tutup, koşturmadan yanlarına gidesim var.

Çok özledim arkadaşlarımı, yanlarında oturmayı, havadan sudan konuşmayı, kelimelerimi seçmeden tartmadan hesapsızca anlatabilmeyi..

Annem ben üniversiteye başlarken üniversite arkadaşlıkları çok başkadır demişti. Hayatının sonuna kadar seninle yürüyecek insanlar çıkacak aralarından, şu geçireceğin yılların kıymetini bil. Kendisi hala görüşür üniversiteden dostları ile :)

Bildim sanırım ben de değerini, öğüdü dinledim , gençliğin verdiği saflık mıdır yoksa önyargılardan arınmış hayat görüşü müdür o yaşlarda, çok can arkadaşları oluyor insanın,, Sonra zaman şartlar herkesi bir yana savurdu.. Hala bir kaç günde bir haberini alır gündelik yaşamı paylaşırız ama yanyana olmak gibi olmuyor..
Burnumun dibinde olanları görememek zaten içime dert. Hani uzakta olanları kabulleniyorsun mecbur da..

Herhangi bir yerde de olsa doğrusuyla yanlışıyla sevidiğin , seni de öyle sevdiğini bildiğin birilerinin olması  yine de güzel.. Yazdım rahatladım, şu fotodaki küçük adımların yere emin basışlarına bayıldım ama hala gidesim var o başka..:)






1 Aralık 2009 Salı

Uzun bayram yolculuğu bitti.. Bizim için uzun bir yoldu. Giderken güzel havada sorunsuz gidip dönerken Arda' nin isyanları sonucunda bir tır parkında durarak, onun küçük adımları ile parkı turlamasına yine de gülümseyerek tamamladık yolu.

Biraz yorgunluk,biraz kargaşa ama geride uzaktaki sevilenleri mutlu ettiğimiz bir kaç gün kaldı. Arda ilk defa babaannesine gitti, kuzenlerini gördü. Her zamanki gibi gürültüden kaçtı, her gördüğüne bulduğuna uzun uzun baktı, evirdi çevirdi.. Bizi iki büklüm dolaştırdı, girdiği tüm evlerin bütün odalarını gezdi. Her evin elektrik süpürgesini keşfedip mutlaka ama mutlaka onunla oynadı.

Babaannemiz çok düşünceli davranarak bizi köy kalabalığına ve soğuk havaya sokmadı. "Grip gibi" bile olanları geri çevirdi, Arda' yı kimselere öptürmedi :)

Yorgunluğa rağmen, dolu dolu güzel bir dört gün geçirdik, dönüşteki tatsız haber de olmasaydi ..

Ya bayramlar olmasaydi?? Olmazdı..Olmazdı..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails