Bu hafta arka arkaya tarandık, ben ve karnımdaki tospa.
Geçen hafta detaylı ultrasona girdim.
Nasıl yağmurlu ve soğuk bir gündü.. Nisan ayının 15'ine randevu alırken hiç bu kadar kışı çağıran bir gün olacağını düşünmemiştim. Trafiklerde süründük resmen. Hoş İstanbul'da trafikte sürünmek için yağmurun yağmasına gerek yok ama yağmur yağınca da tadından yenmiyor bu şehir.
Hafif bir kafa karışıklığı ile çıktık oradan.
Genel olarak herşey normaldi ama kalbinde bir minik noktacık, kalsiyum birikmesiymiş, görüldü. Doktor, bunun kesinlikle kalbiyle ilgili birşey olmadığını, tek başına hiç bir şey ifade etmeyeceğini, bunun haricinde de herşeyin yolunda olduğunu, ne şimdi ne de doğumdan sonra ekstra bir tetkik yapılmasına da gerek olmadığını söylemesine rağmen, dönüş yolunun trafiği hem benim hem de Çağlar için bir düşünme süresi oldu.
Ayrıca bu noktacığın yaşımın getirdiği mevcut ve herkeste olan riskleri artı yada eksi yönde değiştirmediğini, eğer yanında başka bulgular da olsaydı o zaman dikkate alınabileceğini de ekledi. Zaten etkisiz hali yüzünden x1 noktacığı da deniyormuş kendisine.
Neyse ki üzerimdeki karamsar havayı pek çabuk terkettim.
Yolun yarısı geçmişti, şu dakikadan sonra bebeğin sağlığı ile ilgili ne olacaksa olacaktı. Kaçış yoktu, kaçmak isteyen de yoktu..
İki gün sonra kendi doktorum da aynı yorumları yapınca tamam deyip konuyu kapadım kafamda. İyiyi dilemekten, evrene olumlu mesajlar göndermekten! :) başka yapacak bir şey yoktu.
Sonra arka arkaya şeker yüklemelerine girdim.
Bunların yüksek çıkacağını biliyordum.
Arda zamanında da gebelik şekerim vardı. Bu sefer üstelik çok hızlı kilo aldım ve benimle birlikte bebek de bir o kadar hızlı kilo aldı. Bunların da şekere bir işaret olabileceğini söyleyen doktorum, şeker yüklemesini 24. haftayı beklemeden yaptırmamı istedi.
Arda zamanında da gebelik şekerim vardı. Bu sefer üstelik çok hızlı kilo aldım ve benimle birlikte bebek de bir o kadar hızlı kilo aldı. Bunların da şekere bir işaret olabileceğini söyleyen doktorum, şeker yüklemesini 24. haftayı beklemeden yaptırmamı istedi.
İlki neyse de, allahım o 100'lük yükleme denen şeyin berbatlığını ikinci defa yaşayınca hatırladım! Dört saat kolunda açılmış bir damar yolu ile beklemek, o tatlı ötesi sıvıyı içtiğimde midemin ağzıma gelmesinin yanında hiçbirşey değil gerçekten.
Bence hiç yapmasak da olurdu, verselerdi paşa paşa diyetimi ben yapardım:)
Görünen köy kılavuz istemiyordu da öyle olmuyor işte, neyse bulandım, bir sürü kan verdim ve ortamı koşarak terkettim.
Haftasonu Aknur, 100'lük yüklemesinde içilen glikoz içerikli şurubun sadece bir simit ve bir limonata kadar şeker içerdiğini söylemişti de şaşırmıştım. Ben de sordum bu sefer :) Gerçekten de öyleymiş. Demek ki masum sanarak yediğimiz pek çok şeyden tahminimizden çok daha fazla şeker alıyoruz. Evdeki sıpayı şekerli şeylerden elden geldiğince korumaya çalışırken, zaten gizli şeker kaynaklarından ihtiyacından fazlasını da alabiliyor olduğunu düşündüm. Tabii bu durumda ben, bu halimle ve yediklerimle hayli hayli fazlasını alıyorum şekerin..
Görünen o ki, yeni hafta bol sebzeli - meyveli bir menüyle geliyor.. Haydi bakalım..
Görünen o ki, yeni hafta bol sebzeli - meyveli bir menüyle geliyor.. Haydi bakalım..
5 yorum:
Zeynep cok sasirdim ve de cok sevindim. Saglikla gelsin yaninda da kocaman mutluluk getirsin...
İyi dileklerin için çoook çok teşekkür ederim :) Cesaret verdin, aslında sizdeki gidişatı da çoook merak ediyorum. :)
Yahu Zeynep,
Hayırlı olsun.
Çok sevindim.
Geç kalan anne
oo geldim :) kendi bloguma yazdım cevap ama buradan da yazayım.. çok sevindim canım ya :) allah tamamına erdirsin inşallah sağlıkla. blog yazamaz ve takip edemez oldum evde net bağlantım olmayınca :/ aynı haftadayız evet, hadi bakalım sağlıcakla çok öperim sizi..
mrb, içimi rahatlattı yazın süper :)
Yorum Gönder