Evde bebek olması demek, herşeyin elde olmadan onun etrafında dönüyor olması demek, çok neşe, çok yorgunluk ve tatlı bir telaş demek.
Bizim evdeki durum da aynen böyle işte.
4 gün sonra Can 3 aylık olacak.
Ben evin işlerine hiç dokunmadan, Arda'yı kollayarak ve rutini Can' ın ellerine bırakarak bir 3 ay geçirdim. Hatta günün akışını o kadar Can' a bıraktım ki, bu sayede upuzun, sorunsuz bir iki çocuklu tatil bile yaptım arada..
Ev işlerine dokunmama kısmı ise şanstan öte tecrübe ile yaptığımız bir seçim oldu. Yorgunluk ve gece yatana kadar evin içinde dolanmak mı, yoksa huzurumuza karşılık ödeyebileceğimiz bir bedel karşılığında yardım almak mı dedik ve yardım almayı seçtik.
Arda 2,5 yaşına gelene kadar mutfakta geçirdiğimiz geceleri ikimiz de unutmamışız..
Arda'yı kollama kısmına gelince;
Günümün en çetin saatleri Arda'nın okuldan gelmesi ile başlıyor. O saatlerde Can ayakta ve kucağımda oluyor. Arda ise eve aklında bin türlü oyunla dönmüş oluyor. Ben Can' ı üstüme bağlayıp Arda ile oyuna katılmaya çalışıyorum. Ama her akşam bu yöntem başarılı olamıyor. Can'ın gazı, banyosu, memesi derken o koşturmacada işte Arda' yı kollamam gerekiyor. Kırmadan, ittirmeden, hadi odana demeden..
Yani benim sınavım saat 16:00'dan 20:00' ye kadar sürüyor..
Başlarda çok zor olsa da ve hala zaman zaman zorlansak da yavaş yavaş benden çok Arda' nın duruma hakim olduğunu, beni beklemek yada kendi başına devam etmek konusunda karar verdiğini görüyorum.
Yine de nerden baksan beş yaşında, karar verse ne olacak?
Arkamı dönsem ipade dalıp saatlerini geçirebilir yada hülyalıdır kendisi , bir anda bakarsınız şarkılar kostümler derken kendi dünyasına dalmış.. Anlayacağınız onu idare et, bunu doyur, ötekini oynat derken ben akşamları 16:00'dan 20:00' ye kapalıyım, ulaşamazsınız.
Bu günlerin geçeceğini bilip hem tadını çıkarmaya çalışmak, hem de çok kafaya takmamak da ancak ikinci bir bebekte mümkünmüş amaaa işin bir de ama kısmı var.
Şu güne kadar dedim ya bayağı yaydım yayıldım.
Can ne zaman isterse o zaman uyudu ne zaman isterse o zaman emdi ve tabii hal böyle olunca Can beyden keyiflisi yoktu. Benim açımdan ise kendime bayram tatiline kadar izin vermiştim evdeki düzeni hale yola koymak için, çünkü bu şekilde hiç birşeyi öngörmem mümkün değildi.
Dışarı çıkmayı bile planlayamazdım çünkü düzensiz bir düzeni olan bir bebekle gün geçiriyordum, üstelik ipler onun elindeydi.
Tatile gittik döndük, Arda denize kuma, Can da açıkhavaya doydu.
Ve benim kendime verdiğim zaman doldu.
Üstelik bu üç ay zarfında her istediğinde emen, istediği zaman uyanıp uyuyan CanCan hem devamlı hazmetmeye çalışan midesi ile uğraştı hem de 3 aylık bir bebeğin kilo sınırlarını aşıp yeni bir klasman yarattı kendine.
Şimdi günlük bir rutin oturtmaya çalışıyorum.
Ama acemi bir yeni anne gibi desteğe ihtiyaç duydum.
Arda kendinden çok uyuyan, ne zaman kalkıp ne zaman yatacağı belli olan bir bebekti bu aylarda. Öyle rutin mutin aklıma bile gelmemişti. Bir heves alıp okuduğum anne-baba eğitim kitapları bebeklik döneminde benim için okunmuş olmakla kalmıştı.
Ama bu sıpa pek öyle kolay şekilleneceğe benzemiyor.
Uykusunu düzene koymazsam hiç birşeyi düzene koyamayacağımı farkedince o raflarda bekleyen kitaplara şöyle bir döndüm.
İkinci çocuğunda da kitaplardan medet uman tek anne ben miyim acaba..??
Bir kere ister gündüz ister gece olsun çok zor uykuya geçiyor. Memede uyumuyor ama uyurken kucak istiyor.
Şimdiye kadar isteklerine boyun eğdim ama dediğim gibi tombalak da olunca ayakta, omuzda yada kucakta uyutmak beni çok zorlamaya başladı.
Bir de bu uykuların mide ve bağırsak gazları nedeni ile bölünmesi var ki, zaten zor uyutmuşsun, tam iki dakika nefes alacaksın hoop gaz çıkarıp ayılan bir çocuk ve dön başa..
Oturdum önce Tracy'yi hızlıca taradım.
Sonra doğumdan önce de okuduğum Sears kitaplarına da aynı muameleyi yaptım ve şimdilik içimi de beni de rahat ettiren bir şekilde denemeler yapıyorum.
Bir kere emzikte ısrarlıyım.
Uykuya geçmekte yardımı olacaksa buyursun emsin.
Nitekim bir kaç seferden sonra yatağına yatırıp ağzına emziği verdiğimde uyuyacağını anlamaya başladı. Emziği 5. günde artık daha kolay alıyor.
Bir kaç tane farklı marka emzik almıştım. Zaten bir kısmını tatilde kaybettik:) Geriye kalanların içinden birini seçti yada razı oldu diyelim.. Onu daha uzun süre tutuyor ağzında, diğerleri anında fırlatılıyor.
15 dakika kadar yatağında emzikle debelenirken mayışıyor zaten. Bu arada genellikle yanında oturuyorum yada odanın içinde oluyorum.
Yapamadığı şey o mayışık uyanıklık halinden uykuya geçmek.
Kızarıyor, söyleniyor , uyumak ve uyanık kalmak arasında bir savaş veriyor. O anda kucağıma alıyorum, rahatlıyor.
Gözlerini kapadığında ve hatta biraz uykuya geçtiğini düşündüğümde hop tekrar yatağa.
Bu döngü bazen çok uzun sürüyor bazen çok kısa. Genelde yatağa koymamla gözünü açması bir oluyor.
Ve her durumda akşam uykusuna geçiş en zoru oluyor. Banyo da yapsa, ortamı ne kadar hazırlamış olsam da o akşam uykusu nedense bir kolay uyunamıyor.
Sonrası ise sorunsuz. İlk uykuya daldıktan sonra gece 2'ye 3'e kadar uyuyor. O saatlerde meme isteyip tekrar yatıyor. 5.30-6.00 civarı da ayılmaya başlıyor.
Tabii ki isterim yatağında uyusun ama uyku için ağlatmak istemiyorum. Şimdilik kaderime razı gelip tam uyuma anında kucağımda olmasına razıyım.
Öteki türlü yatakta emzikle mayıştığı 15-20 dakikayı da kucakta ve ayakta geçiriyordum ki bu bile sırt kaslarım için güzel bir gelişme..
Diğer taraftan uyku ile beraber durmak bilmeyen emme işine de biraz dur dedik.
Üç saatten önce emzirmemek için ilk gün biraz çabaladım. Benim de onu başka şekilde oyalamayı öğrenmem gerekiyordu çünkü. Üç saatte bir emmeye pek itirazı olmadı. Sandığımdan çok daha kolay idare ediyor. Demek ki acıkmıyormuş aslında diyorum.
Bu kısımda fena sayılmayız., iyi gidiyoruz.
Tüm bu çabalar aslında niye?
Anne çocuğum şu saatte uyuyacak ben de şunu bunu vb. yapacağım diyebilsin diye:)
Çocuk da ne yapacağını bilmez halde elde kolda kalmasın diye..
Dur bakalım kotarabilecek miyiz ?
Kendim de bizi merakla izliyorum:)
Bizim evdeki durum da aynen böyle işte.
4 gün sonra Can 3 aylık olacak.
Ben evin işlerine hiç dokunmadan, Arda'yı kollayarak ve rutini Can' ın ellerine bırakarak bir 3 ay geçirdim. Hatta günün akışını o kadar Can' a bıraktım ki, bu sayede upuzun, sorunsuz bir iki çocuklu tatil bile yaptım arada..
Ev işlerine dokunmama kısmı ise şanstan öte tecrübe ile yaptığımız bir seçim oldu. Yorgunluk ve gece yatana kadar evin içinde dolanmak mı, yoksa huzurumuza karşılık ödeyebileceğimiz bir bedel karşılığında yardım almak mı dedik ve yardım almayı seçtik.
Arda 2,5 yaşına gelene kadar mutfakta geçirdiğimiz geceleri ikimiz de unutmamışız..
Arda'yı kollama kısmına gelince;
Günümün en çetin saatleri Arda'nın okuldan gelmesi ile başlıyor. O saatlerde Can ayakta ve kucağımda oluyor. Arda ise eve aklında bin türlü oyunla dönmüş oluyor. Ben Can' ı üstüme bağlayıp Arda ile oyuna katılmaya çalışıyorum. Ama her akşam bu yöntem başarılı olamıyor. Can'ın gazı, banyosu, memesi derken o koşturmacada işte Arda' yı kollamam gerekiyor. Kırmadan, ittirmeden, hadi odana demeden..
Yani benim sınavım saat 16:00'dan 20:00' ye kadar sürüyor..
Başlarda çok zor olsa da ve hala zaman zaman zorlansak da yavaş yavaş benden çok Arda' nın duruma hakim olduğunu, beni beklemek yada kendi başına devam etmek konusunda karar verdiğini görüyorum.
Yine de nerden baksan beş yaşında, karar verse ne olacak?
Arkamı dönsem ipade dalıp saatlerini geçirebilir yada hülyalıdır kendisi , bir anda bakarsınız şarkılar kostümler derken kendi dünyasına dalmış.. Anlayacağınız onu idare et, bunu doyur, ötekini oynat derken ben akşamları 16:00'dan 20:00' ye kapalıyım, ulaşamazsınız.
Bu günlerin geçeceğini bilip hem tadını çıkarmaya çalışmak, hem de çok kafaya takmamak da ancak ikinci bir bebekte mümkünmüş amaaa işin bir de ama kısmı var.
Şu güne kadar dedim ya bayağı yaydım yayıldım.
Can ne zaman isterse o zaman uyudu ne zaman isterse o zaman emdi ve tabii hal böyle olunca Can beyden keyiflisi yoktu. Benim açımdan ise kendime bayram tatiline kadar izin vermiştim evdeki düzeni hale yola koymak için, çünkü bu şekilde hiç birşeyi öngörmem mümkün değildi.
Dışarı çıkmayı bile planlayamazdım çünkü düzensiz bir düzeni olan bir bebekle gün geçiriyordum, üstelik ipler onun elindeydi.
Tatile gittik döndük, Arda denize kuma, Can da açıkhavaya doydu.
Ve benim kendime verdiğim zaman doldu.
Üstelik bu üç ay zarfında her istediğinde emen, istediği zaman uyanıp uyuyan CanCan hem devamlı hazmetmeye çalışan midesi ile uğraştı hem de 3 aylık bir bebeğin kilo sınırlarını aşıp yeni bir klasman yarattı kendine.
Şimdi günlük bir rutin oturtmaya çalışıyorum.
Ama acemi bir yeni anne gibi desteğe ihtiyaç duydum.
Arda kendinden çok uyuyan, ne zaman kalkıp ne zaman yatacağı belli olan bir bebekti bu aylarda. Öyle rutin mutin aklıma bile gelmemişti. Bir heves alıp okuduğum anne-baba eğitim kitapları bebeklik döneminde benim için okunmuş olmakla kalmıştı.
Ama bu sıpa pek öyle kolay şekilleneceğe benzemiyor.
Uykusunu düzene koymazsam hiç birşeyi düzene koyamayacağımı farkedince o raflarda bekleyen kitaplara şöyle bir döndüm.
İkinci çocuğunda da kitaplardan medet uman tek anne ben miyim acaba..??
Bir kere ister gündüz ister gece olsun çok zor uykuya geçiyor. Memede uyumuyor ama uyurken kucak istiyor.
Şimdiye kadar isteklerine boyun eğdim ama dediğim gibi tombalak da olunca ayakta, omuzda yada kucakta uyutmak beni çok zorlamaya başladı.
Bir de bu uykuların mide ve bağırsak gazları nedeni ile bölünmesi var ki, zaten zor uyutmuşsun, tam iki dakika nefes alacaksın hoop gaz çıkarıp ayılan bir çocuk ve dön başa..
Oturdum önce Tracy'yi hızlıca taradım.
Sonra doğumdan önce de okuduğum Sears kitaplarına da aynı muameleyi yaptım ve şimdilik içimi de beni de rahat ettiren bir şekilde denemeler yapıyorum.
Bir kere emzikte ısrarlıyım.
Uykuya geçmekte yardımı olacaksa buyursun emsin.
Nitekim bir kaç seferden sonra yatağına yatırıp ağzına emziği verdiğimde uyuyacağını anlamaya başladı. Emziği 5. günde artık daha kolay alıyor.
Bir kaç tane farklı marka emzik almıştım. Zaten bir kısmını tatilde kaybettik:) Geriye kalanların içinden birini seçti yada razı oldu diyelim.. Onu daha uzun süre tutuyor ağzında, diğerleri anında fırlatılıyor.
15 dakika kadar yatağında emzikle debelenirken mayışıyor zaten. Bu arada genellikle yanında oturuyorum yada odanın içinde oluyorum.
Yapamadığı şey o mayışık uyanıklık halinden uykuya geçmek.
Kızarıyor, söyleniyor , uyumak ve uyanık kalmak arasında bir savaş veriyor. O anda kucağıma alıyorum, rahatlıyor.
Gözlerini kapadığında ve hatta biraz uykuya geçtiğini düşündüğümde hop tekrar yatağa.
Bu döngü bazen çok uzun sürüyor bazen çok kısa. Genelde yatağa koymamla gözünü açması bir oluyor.
Ve her durumda akşam uykusuna geçiş en zoru oluyor. Banyo da yapsa, ortamı ne kadar hazırlamış olsam da o akşam uykusu nedense bir kolay uyunamıyor.
Sonrası ise sorunsuz. İlk uykuya daldıktan sonra gece 2'ye 3'e kadar uyuyor. O saatlerde meme isteyip tekrar yatıyor. 5.30-6.00 civarı da ayılmaya başlıyor.
Tabii ki isterim yatağında uyusun ama uyku için ağlatmak istemiyorum. Şimdilik kaderime razı gelip tam uyuma anında kucağımda olmasına razıyım.
Öteki türlü yatakta emzikle mayıştığı 15-20 dakikayı da kucakta ve ayakta geçiriyordum ki bu bile sırt kaslarım için güzel bir gelişme..
Diğer taraftan uyku ile beraber durmak bilmeyen emme işine de biraz dur dedik.
Üç saatten önce emzirmemek için ilk gün biraz çabaladım. Benim de onu başka şekilde oyalamayı öğrenmem gerekiyordu çünkü. Üç saatte bir emmeye pek itirazı olmadı. Sandığımdan çok daha kolay idare ediyor. Demek ki acıkmıyormuş aslında diyorum.
Bu kısımda fena sayılmayız., iyi gidiyoruz.
Tüm bu çabalar aslında niye?
Anne çocuğum şu saatte uyuyacak ben de şunu bunu vb. yapacağım diyebilsin diye:)
Çocuk da ne yapacağını bilmez halde elde kolda kalmasın diye..
Dur bakalım kotarabilecek miyiz ?
Kendim de bizi merakla izliyorum:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder