Hiç mi yorulmaz bu bünye, hiç mi dur durak bilmez ? Yürümeyi yeni kotardın koşmaya çalışmak niye? Koşarken düşüp, hiç umursamayıp devam etmek, nefes nefese kalıp , bir annenin , bir babanın bacağı arasında mekik dokumak, hepsine ayrı sürünmek niye?
Niye olacak, evde yoksunuz diye.. Sınırlı saatlerde yanımdasınız diye.. Bir minik için ne zor aslında düşününce..
Pazar günü temposu da benzerdi. Önce Ikea ki, Arda adımları ile Ikea biter mi? Bitmedi tabii saatlerce. Sonra Nil bebeği görmeye.. Nil bebekten çok balonları ile ilgilendi ama olsun :)
Anladık ki büyüyor bizim tospa, uyku saatlerinin kaçmasına aldırmadan, yanında olduğumuz sürece keyfini kaçırmadan, bize ayak uydurmaya çalışıyor. Asıl sorun biz onun hareketine, merakına nasıl ayak uyduracağız?
Her odayı tek tek gezmek istemesine, dokunmak istediği onlarca şeyden çoğunun ellenemeyecek olmasını anlatmaya, evdeki gibi her dolabi her çekmeceyi açamayacağını izah etmeye.. Bizim buna ayak uydurmamız, doğru kelimelerle derdimizi doğru anlatmayı öğrenmemiz lazım..
Biliyoruz sanıyorduk oysa ki, bunları yapacağını biliyorduk ve cümlelerimiz de hazırdı ama gel gör ki okunanları anlamak kolay da uygulamak o kadar da kolay değil işte.. Biz de büyüyoruz , biz de..
2 yorum:
çok tatlı oğluşunuz maşallah
Teşekkür ederiz :) Bu minişlerin hepsi birbirinden tatlı zaten , değil mi?
Yorum Gönder