Kar yağdı, bitti, gitti bile..
Ana yollar açık, iş güç okul devam..
Sahil civarında yok denecek kadar azmış hatta. Biz birazcık yüksekte kaldığımızdan , hem erimesi daha zor oluyor hem de güzide sitemizin güzide yönetimi inişli çıkışlı yollarımızı temizlemeye üşendiğinden herhalde, yaşam dışarıda başladığından azıcık daha geç başlıyor burada..
Nitekim sabah servis site kapısında kalmış. Ben giremedim, siz gelin ben bekliyorum diye arayınca Arda' yı okula göndermesem mi diye düşündüm bir an, ama sonra okul bahçesindeki kar eğlencesini kaçırmasına gönlüm razı olmadı.
Çıktık yumuşacık karların üzerinde hışır hışır yokuş tırmandık. Önce eğlenceli geldi, ayaklarının kara batması, ayakkabılarının gözükmemesi, sonra başladı mızırdanmaya ama ben yoruldum, ama ben yürümek istemiyorum. Ender Amca neden gelememiş, lastikleri mi yürümemiş vs vs.
Bir acındırma hali, ahlıyor ofluyor..
Yokuş aşağı inerken azıcık kucağıma aldım ama çok gitmeden indirmek zorunda kaldım. Bu sefer de ayağımı acıttın anne, çok hızlı indirdin anne mızlanmaları..
Halbuki hava çok güzel, güneşli, soğuk bile değil hatta, pırıl pırıl..
Karlar yumuşacık, etraf sakin..
Ayağının acıdığı ise külliyen yalan :)
Neyse bindi servise, en erken çıkan servisle dönmesini rica ederek gönderdim. Servisi görünce ayak acıması da geçtii, anneye naz da..Dönüş yolunda, kendim oynadım, kendim çektim, kendim hışırdattım karları..
Ne yapayım? :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder