Bir baktım taslaklara devamlı bir şeyler yazmışım yarım kalmış. Birikmiş de birikmiş.. Yine de onları tamamlamaya değil de yeni baştan yazmaya gitti elim..
Hasta sıpa biçimsiz bir saatte uyuyunca, bu gece nasıl geçecek diye düşünüyorum kara kara..
Hiç bu kadar çok ateş düşürücü kullanmamıştık-m.
Bebekti, derdini anlatamıyordu,biz de kendi psikolojik sınırımızın sonuna kadar dayanıyorduk ilaçsız. Ama serin tülbent ama ılık duş bir şekilde idare ediyorduk, dayanamadığımızda ilaç verdiğimiz de oldu. Öte yandan iki kıştır nerdeyse hiç hastalanmadı ki Arda. İki kışta toplam iki griple sıyırdık derken Pazar gecesi davetsiz misafir geldi.
Ama gel gör ki, 38,5' u gördü mü ateş, başlıyor mızlamaya, anne ben kendimi kötü hissediyorum diyor, koca adam gibi.. Üstüne bu sefer bir de karın ağrısı, baş ağrısı da girince, ilk defa bu kadar çok ilaç verdim Arda' ya.
Bugün öğlene kadar kuru ateşti, neyse ki öğleden sonra bir burun akıntısı peyda oldu, ben rahatladım. Sevmem sebepsiz ateşi..
Anne kucağı ilaç yerine geçiyor sanırım dedim bu hastalıkta..
Koskocaman oldu, artık ayakları dizleri sığmıyor ki kucağıma..Ama her türlü pozisyonu reddedip, ben sığarım anne sen merak etme demiyor mu, dönüyor, debeleniyor, yatıyor bir şekilde..Kopsa da kolum ağrıdan, susuzluktan ölsem de, yada pek bi fena sıkışsam da oturuyorum öyle işte koltukta.. Kucağımda bir sıpa..
Tükkan da kaldı tabii öyle, hoş tek başıma idare etmiyorum ama olsun.. Ayça sağolsun geldi, Biranda zaten iyi ki, iyi ki var.. Yine de şu güneşli iki günde orada olmak isterdim, kapı önü güneşine oturmak isterdim en azından..
Sabahtan beri tek lokma yemediğinden, öğlen uyanınca top gibi makarna buyurdu beyimiz. Makarnayı bahane edip dışarı çıktık, yoksa istemiyor çıkmak dışarı, pek bir halsiz. Neyse beğendi kendisi top gibi makarnayı, yedi, tıkındı, ateşe yeni düştü uyudu erkenden.. Bu gece uzun olacak belli..
Mutfak masamız miniminnacık, yine de nedense hep orada yapmak istiyor her ne yapıyorsa.. Üstelik oturduğu tabure rahatsız, dengesiz bir de.. Kendi masası boyamak içinmiş (masayı boyuyor bu ara ), salon masası yemek için, mutfak masası herşey için..
Yarın sabaha sözüm var, mutfak masasında boya karıştıracağız kocaman kaplarda.. Biraz uyuyabilirsem fena olmaz çünkü yarın hem gün hem de boya karıştırmaca çook erken başlayabilir bizim evde :)
Hasta sıpa biçimsiz bir saatte uyuyunca, bu gece nasıl geçecek diye düşünüyorum kara kara..
Hiç bu kadar çok ateş düşürücü kullanmamıştık-m.
Bebekti, derdini anlatamıyordu,biz de kendi psikolojik sınırımızın sonuna kadar dayanıyorduk ilaçsız. Ama serin tülbent ama ılık duş bir şekilde idare ediyorduk, dayanamadığımızda ilaç verdiğimiz de oldu. Öte yandan iki kıştır nerdeyse hiç hastalanmadı ki Arda. İki kışta toplam iki griple sıyırdık derken Pazar gecesi davetsiz misafir geldi.
Ama gel gör ki, 38,5' u gördü mü ateş, başlıyor mızlamaya, anne ben kendimi kötü hissediyorum diyor, koca adam gibi.. Üstüne bu sefer bir de karın ağrısı, baş ağrısı da girince, ilk defa bu kadar çok ilaç verdim Arda' ya.
Bugün öğlene kadar kuru ateşti, neyse ki öğleden sonra bir burun akıntısı peyda oldu, ben rahatladım. Sevmem sebepsiz ateşi..
Anne kucağı ilaç yerine geçiyor sanırım dedim bu hastalıkta..
Koskocaman oldu, artık ayakları dizleri sığmıyor ki kucağıma..Ama her türlü pozisyonu reddedip, ben sığarım anne sen merak etme demiyor mu, dönüyor, debeleniyor, yatıyor bir şekilde..Kopsa da kolum ağrıdan, susuzluktan ölsem de, yada pek bi fena sıkışsam da oturuyorum öyle işte koltukta.. Kucağımda bir sıpa..
Tükkan da kaldı tabii öyle, hoş tek başıma idare etmiyorum ama olsun.. Ayça sağolsun geldi, Biranda zaten iyi ki, iyi ki var.. Yine de şu güneşli iki günde orada olmak isterdim, kapı önü güneşine oturmak isterdim en azından..
Sabahtan beri tek lokma yemediğinden, öğlen uyanınca top gibi makarna buyurdu beyimiz. Makarnayı bahane edip dışarı çıktık, yoksa istemiyor çıkmak dışarı, pek bir halsiz. Neyse beğendi kendisi top gibi makarnayı, yedi, tıkındı, ateşe yeni düştü uyudu erkenden.. Bu gece uzun olacak belli..
Mutfak masamız miniminnacık, yine de nedense hep orada yapmak istiyor her ne yapıyorsa.. Üstelik oturduğu tabure rahatsız, dengesiz bir de.. Kendi masası boyamak içinmiş (masayı boyuyor bu ara ), salon masası yemek için, mutfak masası herşey için..
Yarın sabaha sözüm var, mutfak masasında boya karıştıracağız kocaman kaplarda.. Biraz uyuyabilirsem fena olmaz çünkü yarın hem gün hem de boya karıştırmaca çook erken başlayabilir bizim evde :)
1 yorum:
Geçmiş olsun, bu kış çok hastalık oldu, bitsin gitsin inşallah, sağlıklı bir bahar/yaz geçirelim..
Itir
Yorum Gönder