'Evcilik, yemekçilik derken en sonunda kimselere haber vermeden hediye paketlerini açmak,
Mumlara yanak şişirmek,
Çadırın tepesinden cee-ee yapıp, pastaları eritmek
ve bunu durmadan, sırayla ve bıkana kadar yapmak,
Fotoğraflanamayan boyama - yapıştırma seansı sonrası artık odaya sığamayıp, evde scooter denemek,
Pazar günü anneanneyle cücelere çiçek ekmek,
kapı önümüzü pek bir güzel yapmak, yaptığını beğenmek:)
Yorgunluğunu kapla ile atmak,
Onca uğraştan hepi topu bir masa ve sandalyelerini çıkarmak:)
ve dönüş yolunda balonuyla uyuya kalmak..' demek.
Kendisi ne kadarını hatırlıyor bilemem ama birini hasta , diğerini hastalık sonrası halsizlikle geçirdiği iki haftadan ve kaçırdığı bol güneşli bir haftasonundan sonra, bu haftasonu O' na iyi geldi. Gözündeki pırıltıdan, kahkahasının bolluğundan ve bol keseden dağıttığı öpücüklerden belliydi..
Keşke her gün haftasonu olsa O'na.
Sabahları neşe dolu gitse de okula, yine de diyorum ki hala çok küçük, pek küçük..Daha yıllaaar yıllarca gidecek okula..Hoş öte yandan biliyorum ki böyle üç gün geçirsek, dördüncü gün sabahın ilk ışıkları ile ben postalarım onu okula :))
2 yorum:
Postalarsın kesiiiin, okul candır canandır :)
İlk istanbula geldigimde ugrayacağım senin dükkana!
Heyooo, gelin tabii ya, walla gelmissin gibi sevindim :) Başak' ın da sözü var, ilk istanbul ziyaretinizde mutlaka bekliyorum! :)
Yorum Gönder