21 Mayıs 2012 Pazartesi

Son günler

Kocaman anneannenin kısa hastane dönemi sonunda herşey yavaş yavaş normalleşmeye başladı. İlk defa bir anneler gününü hastanede geçirdik. Yine dört kuşak bir arada idik ama hastanede olmak, hastanenin yakınında olmak bile tatsız..Neyse şimdiki halimiz daha iyi, buna şükür..
Bir yandan ev arıyoruz ki, cidden sıkıntılı bir iş bu. Sanki ilk defa yapıyormuşuz gibi her seferinde içimiz şişiyor. Bu sefer bir de bir sürü şeyi -  Arda' nın okulu, iş yerine mesafe ve hatta belki ilkokula yakınlık- bir arada düşünmeye çalışıyoruz. Tabii ki olmuyor :) Birinden feregat edeceğiz illa ki..
Bu arada Arda' nın dört haftalık Piyanomini serüveni yaz tatiline girdi.
Altı dönemdir devam eden Hello' dan sonra Yapıncak - daha küçük ama bir deneyelim-  diyerek çağırmıştı. Piyanomini 3,5-5 yaş arasındaki çocukların bir grup oluşturarak bireysel piyano dersine hazırlandıkları, hem de kendi ilgilerinin yoğunluğunu denedikleri bir program.
Hepimizin tahmin ettiği üzere sıpa büyülendi..Yapıncak' a olan aşkı da pek tabii ki pekişti :) Piyano çalması filan umrumda değil ama onun kafasında her an dönen melodileri farkedip kayıtsız kalmak ona yazık, bize de ayıp.. Son iki derste yaylı çalgılar ailesiyle tanıştığından beri ise evdeki gitar bir keman oluyor bir çello.. İnce sesler, kalın sesler, hayvanlar karnavalında dinlediği her bir hayvan ve daha nicelerini dinliyoruz. Bir de üstüne şans eseri iki haftasonu üstüste karşılaştığı canlı müzik dinletileri Arda' yı kendinden geçirdi. Bu yaz molası onu izlemek, ilgisinin kaybolup kaybolmadığına bakmak için güzel bir ara olacak.
Bir de rüyalar var bu ara. Kabuslar aslında. Ağlayarak uyanmak filan yok ama. Gece anneye seslenmek var sakince. Hemen ne gördüyse anlatmak var.. Bir de farkında bunun bir rüya olduğunun. "Yüksek ipleri bize dolamazlar değil mi anne? Rüyaydı ama zaten, kötü rüya. Gözümü kapayınca yine görüyorum ama, nasıl geçirebiliriz anne? Güzel şeyler düşünelim. Mesela top oynadığımı, parka gittiğimi, denizde yüzdüğümüü" derken derken uykuya geri dönüyor.
Bir iki sefer oldu bu, birinde mavi bir ejderhanın kafası düşmüştü , birinde iplere dolanmıştı, yüksek ipler her neyse artık..
Öte yandan 3,5 senedir bir tek sert hareketini görmediğimiz çocuğun kuvvet denemelerine şahit oluyoruz ara ara. Vurmak ve ittirmek eylemlerini oyun arasında bizim üstümüzde deniyor mesela. Biz bunların deneme olduğunun farkındayız, önce bizde sonra zorda kalınca başkasında. Çok da bastırmadan kuvvetini, doğru yönlendirme yapmaya çalışıyoruz sürekli..
Beynim rüyalarla bu kaba kuvveti birbirine bağlamaya çok meyilli ama kışkışlıyorum :)
İzlediklerinden okuduklarından görüyor desem, okuduklarımızı tek tek seçiyoruz, bir şey de izlemiyor çok zamandır. Ne televizyon ne film..Okul arkadaşları, orada duydukları çok etkili ama çocuklar kendi aralarında kesmekten, biçmekten filan bahsederler mi acaba diyor, sonra da yok artık diyorum. Yakın zamanda açığa kavuşacaktır diye umuyorum şimdilik, azcık da benim kurcalamamla olacak heralde.


1 yorum:

Itır dedi ki...

Hem ne biçim öğreniyorlar Zeynep..Herkes evde senin benim gibi ortam sağlamıyor ki cücesine..Neler görüyorlar televizyonlarda, büyüklerin olduğu ortamlarda, konuşmalarda..İşte öyle dönüp dolaşıp sizin eve geliyor..Bizde de çok oldu, oluyor..Nasıl, nerden öğrendi bunları derken..

Büyük nene için şifa dilerim..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails