18 Haziran 2012 Pazartesi

Ve şimdi gerçek gösteri zamanı

Geçen sene yılsonu gösterisi fikrine ne kadar temkinli ve ikircikli yaklaştıysam, bu sene de aksine bir o kadar umursamaz ve rahat yaklaştım. Nedeni belliydi, şurada da az biraz bahsettiğim gibi evdeki model bir sene içinde habire alkış isteyen, izleyen kişi sayısı üçü geçti mi kendinden geçip, saçmalamanın daniskasını yapan bir hale gelmişti.
Arkadaş ziyaretlerinde tanıyamadığım bir çocuk elinde mikrofonla herkese kendini seyrettirmek için bildiği bütün numaraları sıralıyordu.
 Buyrun ilki budur şok olduğumuz misafirliklerin..
İşte bu yüzden yılsonu gösterisi bu sene benim için Unilever babalarına uçurtma yaptırdığımız haftasonuna denk geldiği için önem taşıdı daha çok. Ve hatta zaman zaman yüksek volumlü, bol danslı gösterilere bir mola yavrucuğum diyebilmek için, acaba gerçekten sahneye çıktığında, kalabalığın karşısında ışık görmüş tavşan gibi kalır da, öyle her daim kendini alkışlayan bol sabırlı kitleye oynamak gibi olmadığını da anlar mı diye düşünmedim değil.
Lakin öyle olmadı..
İlk andan son ana kadar, sanki tek alkışlanan kendisiymiş gibi kendinden emin, mutlu ve güvenliydi. Bu eğlence ve alkış uğruna hiç bir şımarıklık ve numaradan çekinmedi..Arkadaşlarının önüne geçmek, arada bir selam verip, saçlarını sallamak ve hatta bir iki kere yanındakileri maymunluk yapıp dikkatlerini dağıtmak sureti ile gösteriyi bitirdi. Hiç bir yardım ve sufle almadı, ne de olsa beyimiz kendini oranın tek hakimi sanıyordu.
Ne diyeyim,, 
Övünmek, sevinmek değil derdim..Aksine o şımarık dünyanın hakimi benim havalarında beni rahatsız eden bir şey var aslında..Hani bir de o havalar çoğunlukla kendini sahnede hayal ettiği zamanlarda ortaya çıkıyor ya..Oralarda bir şey dürtüklüyor işte beni..Bir de bu aralar pik yapan hakimiyet savaşlarında sanki biz bu çocuğu asla kontrol edemeyeceğiz, ipler elimizden kayıp gidecek hissini çokça yaşıyorum şu aralar..
Sonuç olarak çok mutlu bir gün geçirdi. Halen o kültür merkezine gidip aynı günü tekrar yaşama hevesinde kendisi..Biz de eğlendik haliyle izlerken yalnız bir kaç kere kendimi sahneye koşup bir kaşını gözünü oynatma çocuğum dememek için zor tutarken buldum..Bende de var bir yamukluk, takılma değil mi ki eğleniyor çocuk..







Haftasonu böyle dolu dolu geçmişkene biz hala ev bulabilmiş değiliz..Bizde de bir rehavet .. Sanki taşınmak zorunda olan biz değiliz..Sanki bir an gelecek ve ilk bulduğumuz eve çıkmak zorunda kalacakmışız gibi de bir his var içimde. Hadi hayırlısı..

2 yorum:

larcencielblog dedi ki...

Aynen öyle, takılma, eğleniyor çocuk!

Ki, belki de gerçekten öyle bir ortam için, sahnede olmak için doğmuştur? Olamaz mı?

Ben okurken keyiflendim açıkçası, bırak şova devam etsin :) Yarın öbür gün belki biz de "yaa, minicikti, bu çocuğun blogunu okurduk... o zamandan belliydi sanatçı olacağı" deriz :)

ZEYNEP dedi ki...

:)))) Başak çok tatlısın güldürdün beni :) Kimbilir belki de :)) Sağolasın :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails