Bir süredir sabahları Arda' ya yatağını toplatıyorum.
En başta bir iki sefer birlikte topladık. Sonra onun "herşeyi kendim yapabilirim" yaşı olduğu için, kendisi toplamaya başladı.
Tabii ki onun topladığı yatak, toplanmış olmuyor..
Ama ellemiyorum.. Zaten çok eciş bücüş olursa kendisi de beğenmiyor.. Bir miktar yardım istiyor hallediyoruz.
Asıl iş onu yatağın başına getirmek.
Bir tek bizim evdeki model mi böyle bilmiyorum ama bir şeyi binbeşyüz defa söylemeden yapması çok ama çok nadir oluyor.
Her sabah kurulmuş plak gibi konuşuyorum, sabah hazırlığımızı yapmamız lazım, önce banyoya, sonra yatağını toplamaya, sonra giyinmeye, sonra kahvaltıya, bıdı bıdı bıdı.. Kendi sesimden nefret ediyorum bazen.
Bu bıdıbıdı seansı kavga dövüş ve bağrışma şeklinde olmuyor ama olsun.
Sabah uyanınca evde dırdırlayan bir anne var işte!
Yazık aslında ne çok sıralı iş var yapılacak, hem de sabah gözünü açar açmaz..
Ama öte yandan babası ile benim benzer sorumlulukları yerine getirdiğimizi görmesini, o yatağını toplamak için debelenirken birimizin yatak odası topladığını birimizin kahvaltı hazırladığını farketmesini istiyorum.
Tembel bir çocuk Arda. Bunu kabul edip, onun ağırlığını, sallanmasını göze alarak, sakin kalmam gerekiyor.
Yatak toplamaktan çok daha çetin bir savaşı salona yayılan oyuncaklar için veriyorum aslında..
Yatak toplamak ve sabah hazırlığı kısmında kavgasız dövüşsüz bir rutine girmiş olsak da salondaki oyuncakları toplama konusunda Arda benden 1-0 önde.
Şöyle ki, akşamları yatmadan önce başlayan oyuncak toplama serüveni, ertesi sabah servis gelene kadar sürebiliyor. Birazdan toplarım, birazını toplayayım gerisini sabah toplarım, çok yoruldum toplayamayacağım.. gibi gibi bir sürü cümle kuruyor.
Hiç birimizin salonda eşyalarımızı bırakmadığımızı, topladığımızı, isterse kendi odasında istediği kadar dağılabileceğini söylediğimden beri de eğer azmedip toplarsa odasının ortasına bırakıyor ve odamı böyle bırakmak istiyorum diyor.
Tamam çocuğum bırak diyorum o noktada mecbur:)
Bu iş böyle sürüp giderken farkettim ki, salondan küçük parça oyuncak toplamamak için onlarla oynamayı bıraktı!
Odasına yayılmak istemiyor, bizimle de oynamasın ama yanımızda oynasın istiyor. Gel gelelim o başında saatler geçirdiği legolar, playmobiller ortada yok. Hatta daha az parçayı toplamak için koca parçalı eski legolarını bile getirdiğini gördüm ki, pes dedim!
Bu tembellik mi yoksa inat mı?
Çocuğumu biraz tanıyorsam bu inat ve ben o inattan giderek daha çok tırsıyorum..
Yani dörtbuçukluk bir cüce sırf benimle inatlaştığı için ve bunu ağlamadan kavga etmeden sürdürebilmek için, keyif aldığı şeylerden vaz mı geçiyor???
Daha önce benzer bir konuda çatışmış olmasak ve bunları kaldıracağım, hafta boyunca oynayamayacağız ihtarımı hiçe sayıp, gerçekten de ortadan kaldırdığım oyuncakları hafta boyunca bir kere bile arayıp sormamış olmasa, inadın da bu kadarı yok artık diyeceğim ama diyemiyorum..
Yatağını toplaması, eşyalarına sahip çıkması, yerine kaldırması ve benim bunları yapmasını rica ediyor olmam bence gaddarlık değil, alışkanlık haline gelmesi için biraz da gerekli..
Ama işi inada bindirip, kendi keyfinden vazgeçiyor olması biraz canımı sıkıyor.. Beni onu keyif aldığı şeylerden mahrum bırakıyormuşum hissine sürüklüyor.
Nitekim bu akşam da yatmaya hazırlanırken gel de halıdaki oyuncakları toplayalım dedim. Şimdi bundan bahsetmeyelim , sabah konuşuruz dedi, iyi mi??
Olur çocuğum sabah konuşuruz..
En başta bir iki sefer birlikte topladık. Sonra onun "herşeyi kendim yapabilirim" yaşı olduğu için, kendisi toplamaya başladı.
Tabii ki onun topladığı yatak, toplanmış olmuyor..
Ama ellemiyorum.. Zaten çok eciş bücüş olursa kendisi de beğenmiyor.. Bir miktar yardım istiyor hallediyoruz.
Asıl iş onu yatağın başına getirmek.
Bir tek bizim evdeki model mi böyle bilmiyorum ama bir şeyi binbeşyüz defa söylemeden yapması çok ama çok nadir oluyor.
Her sabah kurulmuş plak gibi konuşuyorum, sabah hazırlığımızı yapmamız lazım, önce banyoya, sonra yatağını toplamaya, sonra giyinmeye, sonra kahvaltıya, bıdı bıdı bıdı.. Kendi sesimden nefret ediyorum bazen.
Bu bıdıbıdı seansı kavga dövüş ve bağrışma şeklinde olmuyor ama olsun.
Sabah uyanınca evde dırdırlayan bir anne var işte!
Yazık aslında ne çok sıralı iş var yapılacak, hem de sabah gözünü açar açmaz..
Ama öte yandan babası ile benim benzer sorumlulukları yerine getirdiğimizi görmesini, o yatağını toplamak için debelenirken birimizin yatak odası topladığını birimizin kahvaltı hazırladığını farketmesini istiyorum.
Tembel bir çocuk Arda. Bunu kabul edip, onun ağırlığını, sallanmasını göze alarak, sakin kalmam gerekiyor.
Yatak toplamaktan çok daha çetin bir savaşı salona yayılan oyuncaklar için veriyorum aslında..
Yatak toplamak ve sabah hazırlığı kısmında kavgasız dövüşsüz bir rutine girmiş olsak da salondaki oyuncakları toplama konusunda Arda benden 1-0 önde.
Şöyle ki, akşamları yatmadan önce başlayan oyuncak toplama serüveni, ertesi sabah servis gelene kadar sürebiliyor. Birazdan toplarım, birazını toplayayım gerisini sabah toplarım, çok yoruldum toplayamayacağım.. gibi gibi bir sürü cümle kuruyor.
Hiç birimizin salonda eşyalarımızı bırakmadığımızı, topladığımızı, isterse kendi odasında istediği kadar dağılabileceğini söylediğimden beri de eğer azmedip toplarsa odasının ortasına bırakıyor ve odamı böyle bırakmak istiyorum diyor.
Tamam çocuğum bırak diyorum o noktada mecbur:)
Bu iş böyle sürüp giderken farkettim ki, salondan küçük parça oyuncak toplamamak için onlarla oynamayı bıraktı!
Odasına yayılmak istemiyor, bizimle de oynamasın ama yanımızda oynasın istiyor. Gel gelelim o başında saatler geçirdiği legolar, playmobiller ortada yok. Hatta daha az parçayı toplamak için koca parçalı eski legolarını bile getirdiğini gördüm ki, pes dedim!
Bu tembellik mi yoksa inat mı?
Çocuğumu biraz tanıyorsam bu inat ve ben o inattan giderek daha çok tırsıyorum..
Yani dörtbuçukluk bir cüce sırf benimle inatlaştığı için ve bunu ağlamadan kavga etmeden sürdürebilmek için, keyif aldığı şeylerden vaz mı geçiyor???
Daha önce benzer bir konuda çatışmış olmasak ve bunları kaldıracağım, hafta boyunca oynayamayacağız ihtarımı hiçe sayıp, gerçekten de ortadan kaldırdığım oyuncakları hafta boyunca bir kere bile arayıp sormamış olmasa, inadın da bu kadarı yok artık diyeceğim ama diyemiyorum..
Yatağını toplaması, eşyalarına sahip çıkması, yerine kaldırması ve benim bunları yapmasını rica ediyor olmam bence gaddarlık değil, alışkanlık haline gelmesi için biraz da gerekli..
Ama işi inada bindirip, kendi keyfinden vazgeçiyor olması biraz canımı sıkıyor.. Beni onu keyif aldığı şeylerden mahrum bırakıyormuşum hissine sürüklüyor.
Nitekim bu akşam da yatmaya hazırlanırken gel de halıdaki oyuncakları toplayalım dedim. Şimdi bundan bahsetmeyelim , sabah konuşuruz dedi, iyi mi??
Olur çocuğum sabah konuşuruz..
2 yorum:
Bence tembellik de olabilir yani.. Benim kızım da bir montessori okulununa gidiyor, ikindi kahvaltılarında tabaklarını kendileri yıkıyorlar ve bu yüzden, sırf yıkamamak için ikindi kahvaltılarını çogu zaman almıyor.. Canım sıkılmıyor mu, çok sıkılıyor..
Belki her ikisi de Elif. Tembelliğinden ikindi kahvaltısını almıyor ama çok sevdiği bir yiyeceği de tabak yıkamama uğruna inadına feda ettiği de oluyordur.. Aynı durum:) bu arada dün akşamdan kalan oyuncakların bir ksmı hala salonda:))
Yorum Gönder