Alıntı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Alıntı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mayıs 2010 Çarşamba

18-24 Aylık: 'Diz Yüksekliğinde Bir Neandertal'

Bir çocuğun gelişim adımlarını, insanoğlunun tarih öncesinden günümüze ulaşan gelişimi ile paralel yorumlayan ve beni okurken çokça gülümseten, güldüren Harvey Karp' tan 18-24 ay yorumu:
Neandertal' ler, insanoğlunun Kayıp Halka' dan sonra, ancak mağaralara girmeden önce yaşadığı dönem olarak tanımlanabilir. 18 aylık bebeğinizin bir bardaktan dökmeden su içişini yada size top atmaya çalışmasını izlerken aslında iki milyon yıl öncesine göz gezdiriyorsunuz sayılır.
(...)
Küçük bir çocuk için hayat eğlencelidir, ama 18 aylık olduğunda işin rengi değişir, unutmayın: hayat bir partidir! Üstelik kibar bir çay partisinden bahsetmiyorum. Bu daha çok neşeli, tam gaz devam eden, misafirlerin bağırdığı, mobilyaların kırıldığı, gürültünün mahalleyi ayağa kaldırdığı bir parti!
(...)
Bir yaşındaki çocuklarla karşılaştırıldığında, 18 aylık çocuklar daha canlı, daha komik ve daha meraklıdırlar. Bunlara paralel olarak talepleri artar, daha sert, daha benmerkezci hale gelirler. (...) Bebeğinizin 18 aylıktan iki yaşına kadar olan dönemi büyük ihtimalle en sert, en sabit fikirli ve en ödün vermez dönemi olacaktır.
18-24 aylar arası gelişen yetenekler:
Hızı artırmak: Artık sendelemiyorlar, aksine oldukça hızlı ve şaşırtıcı derecede emin adımlarla yürüyorlar.
Vurmak ve atmak
Tutmak: Büyük ihtimalle kaşıkları ve boyaları hala avucuyla kavrıyor. Aylar geçtikçe bileklerinin rahatlamaya başladığını göreceksiniz. Bileklerini dolu bir kaşığı ağzına götürebilecek şekilde hareket ettirebiliyor.
Heceleri sözcüklere çevirmek: On beş aylık bir çocuk iki heceyi bir araya getirerek hayatındaki önemli insanlara isimler takabilir, baba, dede, anne...On sekiz aylık olduğunda ise artık duduğu herşeyi tekrar etmeye çalışacaktır. Çocuk 18 aylık olduktan sonra sözcükleri bir araç olara görmeye başlar.Sözcükleri kullanarak size ne istediğini, ne düşündüğünü, ne gördüğünü anlatabileceğini fark eder.
Fikirler sabittir: Ne istediğini bilen 18 aylık bir çocukla konuşmanın fazla faydası olmaz. Suratınıza "Ben kararımı verdim. Nokta. Tartışma bitmiştir." der gibi bakarlar. Değişik bir düşünceye yada pazarlığa kesinlikle açık değillerdir.İki yaşına geldiğinde artık bir çok çocuğun ne giyecekleri, ne yiyecekleri ve yapacakları ile ilgili oldukça sabit görüşleri vardır. (...) Sizin hayır demeniz kor bir levhaya su dökmekten farksız olacaktır. Yani yalnızca çocuğunuzun daha fazla tepinip ağlamasına, bağırmasına neden olacaktır.(...) Kendinizi bu tahmin edilmeyen vahşi çocuk dönemine hazırlamanın en iyi yolu, bu tip krizlerin olacağını bilmektir. Rahatlayın, beklentilerinizi azaltın ve kendinize fazla yüklenmeyin.(...) Büyüme yıllarında çocuklar sık sık ebeveynlerinin 'ayağına basarlar'. Ancak lütfen bu kavgaları, krizleri kişisel algılamamanız gerektiğini öğrenin.
Sadece ben varım: Küçük Neandertal'inizin düşünce akışı şöyledir: "Benden bahsedelim, sona çok az senden bahsedelim, sonra yine bol bol benden bahsedelim!" (...) Güçlü ben ve zayıf zaman algısı bir araya geldiğinde çocuğunuz her şeyi ŞİMDİ ister.
Dur düğmesi yoktur
Kısacık bir dikkat aralığı: Onsekiz aylık bir çocuğun dikkat aralığı...Ne diyordum?! İşte 18 aylık bir çocuğun dikkat aralığı bu kadar hızlı dağılabilir. Bazıları ilginç bir oyuncakla 15 dk kadar oynayabilir ama çoğu çok daha çabuk sıkılır.
Düzen alışkanlığı:Uygarlığa doğru büyük bir adım: İkinci yaşına yaklaşırken eşyaları düzenlemeye başlayacaktır.Oyuncakları gruplamak, halkaları boy sırasına dizmek gibi..
Mutlu ama henüz arkadaş canlısı değil: Bu yaştakı çocuklar yanyana oynamayı beraber oynamaya tercih ederler.
Harvey Karp - Mahallenin En Mutlu Yumurcağı
Bu da bizim evin mutlu yumurcağı
Başta evdeki Neandertal olmak üzere tüm küçük canavarlara hiiiç bitmeyen bol enerji ( sanki bitiyormuş gibi ), annelere de bol sabır diliyorum. En zor ama en güzel dönem bu bence. Sizi anlayan, dinleyen ama yine de burnunun dikine giden, her hareketi her kelimesi ile şaşkınlığınızı katlayan, diz yüksekliğindeki bir 'kocamaaan' adamdan daha tatlı ne olabilir ki?



Paylaş

29 Nisan 2010 Perşembe

Alıntı..

Disiplin, çocuğun zihinsel, duygusal ve kişilik gelişimini topluma yapıcı ve özdenetime sahip bir birey kazandırmak üzere eğitme sürecidir. Bu eğitimde, anne bana bir otorite değil, rehberdir.
...
Ceza, çocuğa şu mesajı verir:' Sen yanlış yaptın.Ben de bu yanlışın intikamını senden alacağım. Bu evde patronun kim olduğunu göstereceğim. ' Şimdi eğitim bunun neresinde?
...
Çocuklar ceza korkusuyla davranışlarını değiştirebilir. Kendilerini sizin gazabınızdan korumak için sizin isteklerinize boyun eğebilirler. Ama yaptıklarının uygun bir davranış olmadığını gerçekten öğrenmiş olurlar mı? Hayatlarını, anne babalarını memnun etmeye adayan küçük uslu kız ve oğlanlar büyüdüklerinde nasıl bir birey olurlar? Ya kişiliksiz, pısırık, özgüven yoksunu bir insan yada ifade edilmemiş, bastırılmış öfkesinin acısını tüm toplumdan çıkarmaya çalışan yıkıcı bir insan.'
...
Hatalar cezalandırıldığında çocuğa 'sen kötüsün' mesajını veririz. Oysa hataların doğal sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmesini öğrettiğimizde verdiğimiz mesaj davranışının kötü olduğudur.
Kendisinin değil ama davranışının kötü olduğunu bilmesi ise çocuğa pişmanlık duygusunu yaşatır.
Pişmanlık çocuğa neden sonuç ilişkisini öğrettiği için hatalarını düzeltme  olanağı tanır.
...
Disiplin anca koşulsuz sevgiyle el ele olduğunda etkili olur. Ancak sevildiğini ve olduğu gibi kabul edildiğini ( olması gerektiği gibi değil) bilen çocuk, anne babasının rehberliğini öfke duymadan kabul eder.
...
 Çocuk yetiştirmek dünyanın en sorumluluk ve emek gerektiren görevi. Çocuğumuzu yetiştirirken çok hatalar yapmış olabiliriz.
...
Hatalarınızı çocuğunuzla paylaşabilirsiniz. Ona neyi mi öğretirsiniz? Mükemmel olmadığınızı, insan olduğunuzu ve her insanın hata yapabileceğini.
Kendisine mükemmelik gibi imkansız bir kavramın empoze edilmediği çocuk, bu imkansız beklenti içinde hapsolduğu duygusu yerine kendini özgür hisseder. Hata yapma özgürlüğünü sorumlulukla birlikte kullanan çocuk, sürekli öğrenen, gelişen, esnek ve duyarlı bir birey olur.
'Mükemmel' anne babaya çocuk yakınlık duyamaz. Çocuk asla mükemmel olamayacağı için yani anne babasının beklentilerini karşılayamayacağı için kendisini yetersiz hisseder. Bu da çocukta umutsuzluk yaratır.
Mükemmel olmayan anne baba ise 'insan'dır, tıpkı çocuğun kendisi gibi.
Çocuk kendisine insanları örnek alır.
Mükemmel tanrı ve tanrıçaları değil.

 Fitzhugh Dodson - Doğumdan Yirmi Bir Yaşa Kadar Sevgiyle Disiplin
 Sunuş Bölümü

23 Mart 2010 Salı

Evdeki şempanze

Ben bu şempanze benzetmesine bayıldım.
Harvey Karp' ın Mahallenin En Mutlu Yumurcağını okudum bir çırpıda. Güle eğlene arada Çağlar' a da özet geçerek..
Çocuğun yürümeye başlaması ile gelişimindeki en büyük adımı attığını söyleyerek yürüme çağından itibaren sınıflandırmalar yapmış. 12-18 ay arası dönemde o bir şempanzedir diyor :)
'Elleri serbest kaldığı andan itibaren dokunabildiği herşeye dokunur, biraz konuşabilir ama fazlasını anlar, ses tonu, el işaretleri ve yüz ifadeleri ile iletişim kurar. İçinde bulunduğu dakikayı yaşar ve yaptığınız her şeyi taklit etmeye çalışır.'
Nasıl net bir özet :) İşte budur, evdeki durum, hayatımızdaki hareket, bizim evdeki taptatlı şempanze budur:
Aklımda kalan bir diğer nokta da kitabın 'Hayır' döneminin ilk sinyallerini 15 ay civari verdiği ve iki yaşına kadar bunun artarak devam ettiğini söylemesi. Biz bu direnişleri 2 yaşından sonra beklerken ve istemediği en ufak bir harekette çığlık kıyamet ağlamalarına, isteklerinin yerine getirilmesine sabır gösterememesine, her dediğinin o dakika yerine gelmediğinde tepinerek tepki göstermesine anlam veremezken , şimdi bunların birer öncü olduğunu bilmek ve bu dalgalar karşısında sağlam durmak gerektiğini hatırladım..
Okurken çok eğlendim, diğer dönemlerimizi yaşarken dönüp dönüp bakacağım eminim ..

14 Ocak 2010 Perşembe


Bugünlerde elimde iki kitap var.

1- Andersen Masalları


Çocukken aynı seriye ait üç kitabım vardı. Andersen' den Masallar, La Fontane Masalları, Ezop Masalları. Serinin adını hatırlamıyorum, pembe çerçeveli kapaklarını ve fablları hatırlıyorum daha çok. Bu kitabı görünce de dayanamadım,aldım. Okul öncesi için ağır tasvirleri var, şu anda tahmin edemediği biraz daha büyük bir yaş aralığı için uygun olabilir. Ama benim ve benim gibiler için çok uygun :)

Şimdi kendime her akşam bir masal okuyorum :)

2- Freud' a Ne Yaptık da Çocuklarımız Böyle Oldu  - Catherine Mathelin




Otorite ve Zorbalık bölümünden:
 
"Ana baba otoritesi gereklidir, toplumumuzun bu gerçeği hatırlatmakta yetersiz kalması hastalık belirtisidir. Çocuğa saygı göstermek aynı zamanda ona sınırlar ve yasaklar koymak demektir. Çocuğun isteği göz önüne alınır, ama aynı zamanda, isteğinin gerçekleşmesinin neden o anda olanaksız yada sonsuza kadar yasak olduğu ona açıklanabilir. Bir isteğin varlığını kabul etmek ona boyun eğmek demek değildir. Çocuklar otoriteye duydukları ihtiyacı çeşitli şekillerde belli ederler. Şiddet yada saldırganlık göstererek yanıt vememiz her zaman yanlış olacaktır;ancak onlara bir yanıt vermemiz de gerekir.

...
Bir çocuğu eğitmek, yeni şeyler keşfedebilmesi için hayatının farklı dönemlerinde bazı şeylere izin vermemektir....Aşırı hoşgörü bir tür kötü muameledir; çocuğun büyümesini engelleyen, yapılması gerekeni yapmama tarzında bir kötü muamele..

Ona hayır dendikçe çocuk gelişme gösterir ve yeni olanaklar önüne serilir. Ancak ret yada yasak onu asla küçük düşürmemeli , gülünç duruma sokmamalıdır."
...
Bir çocuğa bir şeyi yasaklamak kişinin kendisinin de o şeyden vazgeçebilmesini gerektirir. Bir çocuğu anlık bir zevkten yoksun bırakmak için kendimizi de o zevkten mahrum edebilmemiz; çocuğumuzun bizi tatmin etmek için değil aksine bizden ayrılmak, bizi eleştirmek ve bağımsız yaşamak için var olduğunu kabullenmemiz gerekir. Ana babasını hiç eleştirmeyen bir çocuk onlara yapışır kalır ve büyüyemez."

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails