29 Temmuz 2011 Cuma

Denizler

Oğlumun hayatında bir 'Deniz' saltanatı hüküm sürüyor şu aralar. Büyük Deniz' ler, küçük Deniz' ler, bebek Deniz'ler ve tabii bir de gerçek , yüzülecek denizler ..
Parkta uluorta çıkıp Arda diye bağırsanız size dönüp bakacak olan çocuk sayısına hemen hemen eşit sanırım Deniz isimli çocuk sayısı ama bugün parkta Deniz' ler çoğunluktaydı ondan eminim :)
Hayatımızdaki Deniz' lerin sayıca çok olmasından öte bir de Arda'nın Deniz' leri var ki, onlar şahane işte..
Bir bebek Deniz'imiz var ki bizim evde arkasından ağlanan ilk ve tek çocuktur şimdiye dek. Üzerinden ay geçmiş olmasına rağmen, vermeye kıyamadığı tüm giysiler ve oyuncaklar, bebek Deniz için saklanmaktadır. Uçağa binilip bebek Deniz' e gidilmekte, ona şarkılar yazılmaktadır. Telefonda annesine alo' dan önce Deniz ne yapıyor diye sorulmaktadır. Öptüğü, kokladığı, özene bezene oyuncak seçtiğidir nedense..Belki aylar sonra gördüğümüzde Deniz artık bebek olmayacak , merakım o zaman nasıl bir tepki verecek acaba kendisine..
Bir de arkadaş Deniz var hayatımızda. İstisnasız en kötü gününde bile, uykusuz olduğu yada uykudan süründüğü anlarda dahi ve hatta bu sabahki gibi solundan kalkıp bana eyvah bugünü dar edecek dediğim günlerde bile yanında huzur bulduğu, rahatladığı hatta hiç bir çocuğa yapmadığı şekilde tabiri caizse 's...k yarıştırdığı' tek arkadaşı. Olmayan çişini Deniz' in uğruna ağaç diplerine yaptığı, arabasına bineceğim diye dudak büzüp, sonra e hani Deniz de bizim arabaya binecekti, yanıma oturacaktı diye ağladığı başka da yoktur şimdiye kadar.
Biraz hamurları benziyor sanki, ritmleri mi tutuyor desem.. Aynı kelime oyunlarına gülebiliyorlar ikisi de, karşıdakinin üzülmesinden de sevinmesinden de çok etkileniyorlar. Oyuncak paylaşma gibi dertleri olmuyor, el ver değiş tokuş yöntemi ile halleşiyorlar. Temkin, dikkat, ortamda olup bitene hakim olma hızları çok yakın birbirlerine..Birbirlerinin lafını kesip konuya devam edebilecek kadar anlıyorlar karşılıklı..
Bir de Arda' nın her söylediğine anında cevap veren kulağını çocukların her tınısına açık tutan Biranda' nın çok etkisi var Arda' nın bu rahat halinde. 
Tabii ki çocuklar ikisi de ve tabii ki düzleri olduğu kadar tersleri de oluyor ama bizim sıpa tersinde yada düzünde Deniz'in yanında genelde düzüne dönüyor.
Bu sabahı bir Deniz annesi ve bir Denizhan annesi ve cüceleriyle birlikte parkta geçirdik. Terledik, kuma bulandık ve hatta biz bir ara çişe bulandık ama suratsız kalktığımız bir sabahı daha düzüne çevirdik. 
Her annenin sırtında bir sırt çantası vardı ama kimse fotoğraf makinesi taşımayı göze alamamıştı, o yüzden güzel gözlü Denizhan ile koca gözlü Arda ve Deniz sıpalarının fotoğrafı yok , ama yol boyu Denizhan tüçüt ,taldeş o, Deniz atadaş diye anlatan, şu an itibari ile de uykusunda ' del del! anneee Deniz delioo' diye haber veren bir cüce var elimde.
Demek insan ister yedisinde ister 70 şinde olsun, isterse de 2 buçuk yaşında, içten gelen bir his ile yöneliyor diğer insanlara. Kimilerine uzak kimilerine yakın kalmayı tercih ediyor. Kimilerine temkinle yaklaşırken kimisine destursuz  sarılıveriyor..
Oğlumun beni bırakıp, arkadaş annesinin peşinden parka süzülmesi, 3 dakika sonra da geri dönmemesi , demek ki güvende ve rahat hissediyor olması güzelmiş. 
Yine yapalım :)


2 yorum:

Biranda dedi ki...

Aglaya aglaya ve de tuy dikenlemesi icinde okudum ben bu yaziyi. Hep yapalim:))))

Ozgeee dedi ki...

Buyuyorlar:) Deniz bana daha alışık da, ne yalan söyleyeyim kervana Arda'yı da katıp, üçünü parka götürüp, bir de sallananlar, kuma dalanlar olarak hepsinin gönlünün eylenmesiyle pek gurur duydum. Aslında itiraf etmeli ki kolay/iyi çocuklar bunlar da ondan bu huzur ortamı. Herhalde hep dinlendiklerinden, fark edildiklerinden olsa gerek:) Size de helal, size de plaket:)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails