20 Temmuz 2012 Cuma

Uyanınca oyalanabilen çocuk aranıyor!

Çok güzel bir yerdeyiz.
Sakin, sessiz, harika manzara ve harika bir deniz eşliğinde iki günümüz var.
Geçen sene suya girmekten özenle kaçınan çocuk bu sene sudan çıkmamak için binbir numara çeviriyor. Ve sabahın kör saatinde uyanıp denize gireceğim diye arbede çıkarabiliyor.
Bu sabah işte bu senaryo eşliğinde bir miktar! sinirlenmiştim, neyse saat 7:30'u bulduk, zar zor.. O saate kadar sabır sınırımızı zorlayarak zapt ettiğimiz sıpayı şimdi aşağı inme zamanı geldi diyerek sokağa saldık.
Ve saat 7:47 itibari ile annenin gölge masada esnemeler eşliğinde manzaranın tadını çıkararak ayılması, sıpa ve babasının kendilerini sulara bırakması ile huzur bulduk.




Bu modellerin sabah uyanıp kendilerini oyalayabilme yaşı nedir acaba?
Hoş Arda'nın hiç bir durumda kendini oyalayabilmesi kolay olmuyor ama sabahlar daha zor oluyor.
Biz oldum olası, çocuktan önce ve sona erken kalkan bir aileyiz. Öyle uzun uykular, öğlen uyanmalar Arda doğmadan önce de olmazdı. Sabahı severiz.
Ama her sabah kurulu saat gibi aynı saatte uyanıp, seni uyandırıncaya kadar anne diyen ve ola ki bir şekilde ' hı' bile desem ' Günaydın anneeciiimmm' diye olanca enerjisi ile bağıran bir çocuk olunca ve bu durum günler ve aylar sürünce insanı zorlamaya başlıyor. Bir de uyku sever olsaydık ne olacaktı acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Bıraksa zaten en fazla yarım saat içinde biz kalkmış olacağız. Oysa kendisinin hep bir bahanesi var. Güneş açtı, ben uyandım siz de uyanın. Ama sizin uykunuz yok! Nereden biliyorsa? En favori savı ise ' Ama ben öyle istiyorum!'. Çünkü O istese dünya da durabilir belki de. (Bazen buna yürekten inandığını düşünüyorum.)
Tam tersine bir durum olduğunda ' Ama anne her istediğimiz olmaz!' diyerek beni püskürtürken, sıra kendine geldiğinde ' Ben biliyorum, sizin uykunuz yok' ve ' ama ben her istediğim olsun istiyorum' diyerek kendine yontabiliyor.
Sonuç olarak 3 yaşın sonlarına doğru mantık oyunları ile O bizi yola getirmeye çalışıyor. Her lafa bir cevap, her sava bir antisav filan, hepsine hazırlıklıyız da  en çok sabahları bir yarım saatçik oyalanamamasına darlanıyoruz.  Öyle ki bak öğlen olmuş ben hala sabahın harbini düşünüyorum..
Yarın bu güzel koyu bırakıp İzmir' e doğru yola çıkıyoruz. Çok eski arkadaşlarla buluşup, sohbetin tadını çıkarmaya..
Yola çıkma anına kadar Arda da heralde suyun tadını çıkarakacak, buruşuna ve kırışına kadar..Ne yat diyeceğim ne kalk, kararlıyım..Yarın kör sabahta O'nu suya atmazsam ne olayım! :)


3 yorum:

larcencielblog dedi ki...

:)))

Çınar son bir kaç aydır evde kalkınca 1 saate yakın kendini oyalayabiliyor. Ama tatilde olsak eminim o da denize gitmek için binbir numara çevirir :)

Size iyi eğlenceler!

Itır dedi ki...

Burası neresi zeynep? seneye tatil için yeni yerler arıyorum da :)

ZEYNEP dedi ki...

Itır'cım burası Marmaris-Selimiye Köyü. Biz de ilk defa gittik ve çok sevdik. Sen detay istersen anlatırım uzun uzun, mailim yazıyor anasayfada sağda.Bu arada tee ne zaman, kürek çekerken belini incittiğinde geçmiş olsun demek için mail atacaktım, mail adresi aradım blogta bulamadım, mail deyince aklıma geldi:)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails