Evet, çocuk isterse odası ağzına kadar oyuncak dolu olsun, yine de paketten çıkan oyuncağa sevinir. Aynısının tıpkısı elinde olsa bile sevinir. Bazı dönemlerde kitap , boya ve defter de oyuncak kapsamına girer, bunlara da sevinir.
Dün akşam babanemizin bir ahbabı geldi bize oturmaya.
Kendi yaptığı bir hediye paketinin içine 6-7 tane minik araba koymuş, otobüs, çimento kamyonu, bir vinç, otomobil..Hepsinin bir benzeri hatta bir tanesinin aynısı var evimizde.
Ama o paketin içinden çıkan her bir araba "aaa otobüs de vaamııısss, aaa cimento tamyonu da vaaamısss" nidalari ile incelendi, hepsi bir anda kucağa alınmaya çalışıldı, odaya taşındı , geri taşındı, yarıştırıldı, oynandı da oynandı..
Demeye çalıştığım çocuğa hediye alınmalı, alınmamalı, yada eve her gelenden bir beklentisi olmamalı kısmı değil. Evet tabii ki kapıdan her girene bana ne getirecek gözü ile bakmamalı, hediyenin de bir zamanı olmalı. Hatta mümkünse gereksiz yere hediye getirilmemeli çocuğa.
Bir arkadaşım, doğum gününde hediye olarak kıyafet götürdüğü miniğin paketi açınca ağlamaya başladığını anlatmıştı. Bu da çok normal değil belki, sana getirilene sevinmeyi, teşekkür etmeyi, hediye almanın ve vermenin değerini de öğretmek gerekiyor çocuğa.
Hep diyoruz evimize gelenlere bir şey almayın Arda' ya, siz gelin, oynayın onunla, konuşun, onun oyunlarına dahil olun. Başka bir şeye ihtiyaç yok.
Zaten çocuk eve gelen her insana seviniyor. Elinde bir paket olmasına gerek yok sevinmesi için.
Ama bir paket varsa eğer işte o zaman o paketten oyuncak çıkarsa gerçekten seviniyor ..İster minicik olsun, ister kocaman,ister en uyduruğundan , ister elde yapılmış ,ister dışarıdan alınmış farketmez..
Seviniyor işte.
Bildiğim bütün çocuklar buna seviniyor..
Bir rüzgar gülü yada kağıttan yapılmış bir kurbağa olsa mesela, yada teknolojinin son harikası olsa hiç önemli değil..
Aynı şekilde sizin ona yaptığınız oyuncaklara, yada oyun kursun diye ortaya çıkardığınız değişik ev eşyalarına da seviniyor.
Dayısının kocaman bir karton kutu ile yapılabileceklerden bir kaçını göstermesi, o karton kutu ile günlerce oynamasına, binbir şekle sokmasına ve aslında dayısının onda hiç ama hiç unutulmayacak bir hatıra bırakmasına vesile oldu.
Karton kutular saklanıyor şimdi dayı için, birlikte oynamak için..
Bunları gördükçe artık daha bir dikkat ediyorum, hediye ne zaman götürülmeli, götürülmemeli mevzuuna. Anne babanın hediye istemediği durumlara saygı duyuyorum, almıyorum o zaman hediye, benden ona bir anı kalsın diye parmak oyunu öğretiyorum mesela miniğe.
Aynı saygıyı hediye istedikleri durumlara da göstermek gerekiyor tabii.
Olabildiğince yaşına uygun olsun, ilgisini çeksin, ufkunu açsın diye kafa patlatıyorum. Götürdüğüm hediye çocuk içinse, çocuktan çok annesini sevindirmeye çalışmıyorum. Çocuk sevinsin istiyorum.
Tüm bunları beceremediğimde oluyor tabii, yine de bir süredir olabildiğince dikkat ediyorum bu hediye konusuna. Yeni yılın yaklaştığı, hediye çılgınlığının doruk noktasına ulaştığı bu zamanlarda özellikle önemli diye düşünüyorum.
Paylaş
1 yorum:
Noktasına, virgülüne herşeyine kesinlike katılıyorumm, çok doğru!!
Yorum Gönder