5 Nisan 2011 Salı

5 Nisan

5 Nisan , iki doğumgünü demek benim için, bir de eski senelere ait bir kabristan ziyareti anısı.
Dün elim gitmedi ne yazmaya,,
12 sene olmuş uçup gideli.. Şimdi yaşasaydı 32 yaşında genç bir adam olacaktı diyorum hep. 12 senedir aklıma gelmediği tek bir gün yok, tek bir gün bile..
Annemin evi, benim evim ufak tefek anılarla dolu ondan ve ailesinden kalan. Yıldız Teyze' nin anneme hediye ettiği minik sosluklar evin en değerlileri arasında. Kaan' dan bana kalan oyuncaklar, tshirtler, minik biblolar, kitaplar, neler neler.. Bir de hala bile açıp bakmaya bazen içimin dayanmadığı fotoğraflar..
Diğer doğumgünü ise hayatımda tanıdığım, en ince, en nazik, en düşünceli insanlardan, en yakın dostlarımdan birine ait. Onunla tanıştıktan, günler geceler geçirdikten çok çok sonra, en sonunda bir gün sinirlendiğine, bir başkasına çok kızdığına ve arkasından söylendiğine şahit olmuştum. Çok şaşırmıştım. O sanki hiç kızmazdı, kimse hakkında kötü konuşmazdı da bu bir ilkti işte..
Kim kalkar da kendi doğumgününde sizinle kabristan ziyareti yapar? Hem de gencecikken, kim sadece arkadaşı yalnız gitmesin, çok üzülmesin ve bir de orası dağbaşı diye düşünerek ona iyi ki doğdun dedikleri bir günde , bir başkasının ölümünü anar?
Sonra çok seneler geçirdik birlikte, iyi günler, kötü günler yaşadık. Anladım ki herkes yapmaz, yapamaz. Şimdi çiçeği burnunda bir evli olarak uzaklarda, deli divane çalışmakta. Dün gece, kendi doğumgününde bile bir otelde yalnızmış iş nedeni ile, hiç kıyamadım..
Birine upuzun, çok mutlu bir hayat, diğerine huzurlu uykular diliyorum.
Şimdi düşündüm de onlar birbirlerini hiç tanımamış bile olabilirler,
ama ben ikisini de iyi ki , iyi ki tanımışım..

Paylaş

1 yorum:

yeliz dedi ki...

çok dokundu bana bu yazı

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails