17 Aralık 2014 Çarşamba

Oturduğum yerden.. Daldan dala..

Burayı bir adam edesim var..
O kadar çok yazasım var ki ve yazıyorum ki aslında, Çağlar dalga geçiyor, yıl 2015 sen hala kağıt kalemle mi yazıyorsun diye, ama buranın bu dağılmış, terk edilmiş hali yüzünden bloga girip de yazmak istemiyor canım.  Bir de seviyorum kağıt kalemi ben, hala..
Blogun tepesinde saatler geçirmek lazım. Çok çok saatlerim yok benim ama hevesim var.. Dur bakalım yapacağım bir şeyler.
Hani yeni yıl yaklaşıyor ve bu yeni ülkede çılgınca bekleniyor, her gün ayrı kutlama yapılıyor filan ya ve biz daha yeni yıl ruhunun r sine yaklaşamadık ya ailece, işte o yüzden aslında aklımda, defterlerimde liste liste dizili yapılacaklar ve yapmak istediklerim konulu notları kendime yeni yıl hedefi yapabilirim. Hatta yaptım gitti..
Bir de hala mobilyacı dükkanı gibi perdesiz ve bana göre yerli yerine oturamamış evimizde beni dürtenler var. Şu anda oturduğum yerden mesela şu karşıdaki siyah saksılar, hadi diyor kalk bizi beyaza boya! Siyah saksı ne yahu? Çiçek gibi güzel insanı mutlu eden bir şeyi neden siyah plastik bir kaba koyarlar ki? Saksının siyahına da kahverengisine de kılım!


Ve tabii bugüne kadar geçirdiğimiz, sancılı, sıkıntılı, heyecanlı, koşturmacalı bir kaç ayı düşününce çok şükür diyorum. Bin şükür ki burada oturup iki kelime karalayabiliyorum..

Yarın okulun son günü, ilk dönem bitiyor, sonrasında bizi hemen hemen üç haftalık uzun bir tatil bekliyor. Sıpalarla artık kendimizi o parktan bu parka mı atarız, yoksa evin içinde sevişe güreşe vakit mi geçiririz bilmiyorum. Tek bildiğim bu ağacın altının insanı çoook fena rehavete sürüklediği.. Hadi hanım kalk, tatili ufak ufak planla, saksılarını boya, hatta akşam üstüne okuldan bir canavar gibi aç gelen oğlana beğendirecek bir atıştırmalık bul… Hadi kuzum hadi..


Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails