16 Nisan 2010 Cuma

Anne olunca çok mu değişir insan?

Çirkin mi çirkin, minik mi minik bir canlı kucağınıza geldiği andan itibaren, güzelleşip büyürken o , gülme katsayınızı artırırken her geçen gün, anne bambaşka bir insana mı dönüşür zamanla?

Sabır sınırın tavan yapar mesela. Daha önce aklına hayaline gelemeycek durumlarda sakin ve sessiz kalmayı öğrenirsin. Böyle kalmanın, şöööyle bir deşarj olamamanın sana zarar, küçük solucana ise yarar getirdiğini bildiğinden, dişlerini sıkmadan , kimselere çaktırmadan beklemeyi öğrenirsin.
Türünün halihazırda taşıdığı organizasyon yeteneği, "kullan benii" diyerek atar kendini ortaya. Hele bir de çalışan bir anneysen o zaman, evin gidişatını, işin gidişatını, sıpanın gidişatını ayrı ayrı organize etmeyi, birbirine çakıştırmadan milyon türlü aktiviteyi aynı güne sığdırmayı öğrenirsin. Bunu yaparken bir de o gün ne yenilecek, ne giyilecek diye arka tarafta çalışır beynin. Kendi kendine notlar almayı öğrenir , bakıcıya söylenecekler,kocaya hatırlatılacaklar, doktordan alınacak randevular, evdeki eksikler..
Bununla kalsa iyidir.. Bir yanın da , ne oynasak, ne okusak, şimdi neyin zamanı diye düşünür durur. Sana en doğru gelen, küçük canavar için de en doğrusudur da işte, o doğruyu diğerlerine anlatmaktır asıl iş. Buna evet buna hayır denilecek, nedenleri.. Buna ilgi duyuyor, şöyle şöyle oynayalım, oynatalım ve nedenleri.. Uzar gider liste..
Günlük hayatın değişir, eşyaların değişir ve hatta evin değişir.. Çok sevdiğin mutfağını bırakıp, özne bezene yakıştırdığın evini sırtlanıp gidersin, gidersin ki rahat etsin, mutlu olsun, daha çok gülsün diye.. Günlük düzen bir minik adama göre düzenlenir.. Anne denen kişilik, hem düzenler, hem düzene uyar hem de uymayanları uydurtma görevindedir.
Korkaklaşır mı anne olunca insan? Ben daha bir korkar oldum. Öyle herşeyden değil, kendime birşey olmasından, arabamı daha dikkatli kullanır oldum mesela. Vücudumdan gelen seslere daha bir duyarlı..
Daha meraklı mı olur peki? Olur evet. Soru sormaya başlar, hiç muhattap olmayacağı insanlarla iletişime geçer. Bin türlü yerden bin türlü bilgi almak için okur, deşer, toplar, biriktirir.. Evi ayıklar, yer açar, daha önce işime yaramaz dediği ıvır zıvırdan oyuncak olur mu acep diye bakar..
Bunca değişime kendini unutur mu peki? Unutabilir, unutuyorum. Kendim için yapacaklarımı, yapmam gerekenleri, almam gerekenleri , gerekliliği geçtim eskiden sadece canım çektiği için olmasına / almaya / yapmaya çaba göstereceğim herşeyi unutuyorum.
Unutmamak gerekir oysa. Mutlu anne eşittir mutlu çocuk kuralını hiiiç akıldan çıkarmamak gereklidir.
Şiştiğin, bunaldığın her an sönmeyi bilmek, kendine, yapmayı sevdiğin şeylere zaman yaratmak, biraz da kendini mutlu etmek gereklidir.
Anne olunca çook değişir insan. Hepsi de sadece ve sadece size zaman zaman şaşkın, zaman zaman gülerek bakan iki çift göz içindir..

Unutmamak için kendime not: Çağlar' a söyle bakalım dedim; "İnsan çocuğundan daha çok sevebilir mi başka bir şeyi?" dedim. Bu bir tuzak soru mu dedi? :) Sanki hep tuzak sorular sorarmışım gibi.. Hayır dedim, ne mutlu ki o da bana "Hayır" dedi .. :)
Fotoğraf Tarihi: 06.06.2009 / Arda 7 Aylık..

2 yorum:

Filiz Morkoç dedi ki...

Bir de yanında çocuğu yokken, çocuğunun sevdiği birşeyi gördüğünde içi sızlar, hemen alıp yedirmek ister, çocuğunun sevdiği şarkıyı duyunca ister istemez bir tebessüm yayılır yüzüne, eskiden hiç sevmediği ve izlemediği tv. programlarının cingıl müziklerini bile ezbere biliyordur artık... Annelik değiştirir yani kadını.. Hep şu sözü hatırlarım ben, "O doğduktan sonra hayatımız asla eskisi gibi olmadı, ama hep daha güzel oldu"...

ZEYNEP dedi ki...

Ne güzel bir sözmüş bu Filiz? Çok sevdim :) ve ne kadar doğru..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails