Bir heyecan, bir koşturmaca ve bilinmeyenlerin getirdiği hafif bir gerginlikle karışık kalp çarpıntısı var bugünlerde evimizde..
Akşamları ucu hayallere açılan hararetli konuşmalarımızın sonu gelmiyor..
Arda her zaman gördüğünden ve duyduğundan fazlasını hisseder, sanırım tüm çocuklar da böyledir..
Onun topladığı hislerini kocaman kabına doldurduğunu düşünürüm bazen. İçlerinden sevmediklerini ilerleyen bir zamanda ayıklamak ve atmak üzere..
Yorumsuz kaldığı her konuda, cevap vermediği sorularda içeride bir evirip çeviriyordur durumu.. Bir süre, bazen bir kaç gün sonra ya yorumu dile gelir yada süzüp ulaştığı sonucu açıklar birdenbire..
Ama iki hafta önce hiç yapmadığı bir şey yaptı, durduk yere ama gerçekten durduk yere ağladı.
Aynı gün içinde bir tanesi uydurma bir sebep göstererek olmak üzere, bir kaç defa, sebepsiz ve apansız..
Şaşırdım (k), arkadaşlarımız şahittir ki ilk anda anlamadık ama aynı günün akşamı açıklaması kendi ağzından geldi:
' Anne hani ben çok ağladım ya bugün, siz hep konuşuyorsunuz, benimle ilgilenmiyorsunuz , öyle diye ağladım!'
Onunla ilgilenmemek? Mümkün mü bu?
Her sorusuna cevap vermek, davet ettiği oyunlara iştirak ediyor olmak, sohbet etmek.. Bunların hiç biri ilgilenmek olarak algılanmamıştı demekki. Günlük temel ihtiyaçlarını tabii ki saymıyorum.
Oyunlara iştirak ediyoruz tabii ama kafamız orda mı?
Ona cevap verirken aklımız uçuş uçuş başka yerlerde değil mi?
İsteklerini yerine getirirken aynı zamanda binbir türlü tilkiyi dilimizde ve kafamızda dolaştırmıyor muyuz?
Evet bunların hepsini yaptık ve o küçücük haliyle buna içerlemiş, bir de sonra toparlamış ve açıklama getirmişti..
İstediğimiz kadar anlatalım, paylaşalım, sarılalım, öpelim, mıncıralım, oynayalım o içeride az biraz hızlı atan kalbimizi hissediyor işte..
Yaptığı açıklamadan sonra özür diledik kendisinden. Zaman zaman anne babaların konuşması gereken yada ilgilenmesi gereken bazı konular olabilir ama bundan sonra bu konuşmaları onun oyun saatinde yapmayacağımızı söyledik, bize sabrettiği için de teşekkür ettik.
O günden bugüne elimizden geldiğince ona ait zamanlardan kendimize çalmadık..Bizim heyecanımızı kafasında somutlaştırması için gereken malzemeleri sağlamaya çalıştık..
Ve sanırım barıştık .. :)
Akşamları ucu hayallere açılan hararetli konuşmalarımızın sonu gelmiyor..
Arda her zaman gördüğünden ve duyduğundan fazlasını hisseder, sanırım tüm çocuklar da böyledir..
Onun topladığı hislerini kocaman kabına doldurduğunu düşünürüm bazen. İçlerinden sevmediklerini ilerleyen bir zamanda ayıklamak ve atmak üzere..
Yorumsuz kaldığı her konuda, cevap vermediği sorularda içeride bir evirip çeviriyordur durumu.. Bir süre, bazen bir kaç gün sonra ya yorumu dile gelir yada süzüp ulaştığı sonucu açıklar birdenbire..
Ama iki hafta önce hiç yapmadığı bir şey yaptı, durduk yere ama gerçekten durduk yere ağladı.
Aynı gün içinde bir tanesi uydurma bir sebep göstererek olmak üzere, bir kaç defa, sebepsiz ve apansız..
Şaşırdım (k), arkadaşlarımız şahittir ki ilk anda anlamadık ama aynı günün akşamı açıklaması kendi ağzından geldi:
' Anne hani ben çok ağladım ya bugün, siz hep konuşuyorsunuz, benimle ilgilenmiyorsunuz , öyle diye ağladım!'
Onunla ilgilenmemek? Mümkün mü bu?
Her sorusuna cevap vermek, davet ettiği oyunlara iştirak ediyor olmak, sohbet etmek.. Bunların hiç biri ilgilenmek olarak algılanmamıştı demekki. Günlük temel ihtiyaçlarını tabii ki saymıyorum.
Oyunlara iştirak ediyoruz tabii ama kafamız orda mı?
Ona cevap verirken aklımız uçuş uçuş başka yerlerde değil mi?
İsteklerini yerine getirirken aynı zamanda binbir türlü tilkiyi dilimizde ve kafamızda dolaştırmıyor muyuz?
Evet bunların hepsini yaptık ve o küçücük haliyle buna içerlemiş, bir de sonra toparlamış ve açıklama getirmişti..
İstediğimiz kadar anlatalım, paylaşalım, sarılalım, öpelim, mıncıralım, oynayalım o içeride az biraz hızlı atan kalbimizi hissediyor işte..
Yaptığı açıklamadan sonra özür diledik kendisinden. Zaman zaman anne babaların konuşması gereken yada ilgilenmesi gereken bazı konular olabilir ama bundan sonra bu konuşmaları onun oyun saatinde yapmayacağımızı söyledik, bize sabrettiği için de teşekkür ettik.
O günden bugüne elimizden geldiğince ona ait zamanlardan kendimize çalmadık..Bizim heyecanımızı kafasında somutlaştırması için gereken malzemeleri sağlamaya çalıştık..
Ve sanırım barıştık .. :)
Bu ay Meraklı Minik' in girdiği her evde yapıldığı gibi bizde de geyikli kurabiyeler yapıldı ama yenmedi..
1 yorum:
çok ama çok hassaslar..antenleri en ufak bir hissi bile alıyor, emiyor..cin gibiler, cin! ajanlar basbayağı, bildiğin insan sarrafı...çok seviyorum bu akıllı bıdıkları, bu duygu yumağı düdükleri, çoook! :)
Yorum Gönder